insanın ben'ini, özünü doyurmadığı içindir. halk dilinde buna bi ideolojik kavrama hatası sonucu basitçe "kendine vakit ayırmak" diyoruz bu da felsefi olarak yanlış bi önerme olsa da doğru noktaya ulaşmak için bi başlangıç noktası olabilir.
bu önerme neden yanlış? canlı, tüm hayatı, hayatındaki tüm zaman dilimleri üzerinde tek hak ve söz sahibidir. medeni toplumda çark tersinden dönse de, vahşi bi hayvan av mesaisinde iken de aslında vaktini kendisi veya yavruları için harcıyordur. Bu vakit üzerinden başkaları kazanç sağlayamaz, sağlasa da avcı bunu onun için yapmamıştır. ağaç gölgesinde uyurken de ceylan kovalarken de her saniyesini kendi refahı uğrunda harcayan vahşi avcı hayattan zevk alabilir. Bizler ise işe gidebilmek için otobüs, otobüs bekleyebilmek için akbil sırası bekleriz. kendimize ayırdığımız son bikaç dilim ise parmaklanmıştır, bayatlamıştır ya da zaten iştahımız çoktan kaçmıştır.
peki ya doğru önerme? bu soruyu topluma çare olacak şekilde cevaplamak istediğimizde ne yazık ki elimiz boş dönüyoruz. halihazırda işleyen üretim ilişkileri üzerinde işlem yaparsak bunun matematiksel oranı sıfıra yakın. yani ne yazık ki dünyada herkes hayattan zevk alırsa sen ağa ben ağa bu deveyi kim güde? durumu ortaya çıkıyor.
küçük çaplı, ikişerli üçerli grupları aşmayacak şekilde çözmek için ise "egede şirin bi kasabaya yerleşip domates biber yetiştirmek" gibi alternatifler var. ama tabi ki sıfırdan başladığını varsaydığımız asgari ücretli birinin bu refaha kavuşması için minimum gider ile yaklaşık 10-12 yıl sabah akşam metrobüs yolculuğu yapması gerekiyor.
not: yazı, survivor izleyerek hayattan zevk alabilenler için yazılmamıştır.