efendim kadın - erkek pek fark ettiğini sanmıyorum ama eğer bu kuaför - berber takımı hakkında bir yargım olacaksa bu da bu zat-ı muhteremlerin laf anlamadığıdır. laf dinlemediğidir demiyorum dikkatinizi çekerim. örgün eğitime geçmemle eşzamanlı saçlarımı da arkadaşlarıma kestirdiğim için ne anlatırsanız anlatın kendi bildiğinden şaşmayan bu adamlarla ilgili anılarım biraz olsun küllenmişti.
benim de her zincirlerini kırmış türk genci gibi lüle lüle saçlarım vardır. ahenkle dans ederler. yani ederlerdi bugune kadar. içimde ukte kalmasın diye bu toplumsal sorunu masaya yatırmaya karar vermiş bulunmaktayım ve şu da hikayesidir:
çocukluk yıllarımda yaşadığım travmalardan sonra kendimi emin elleri emanet etmek bir zorunluluk halini almıştı. biliyorsunuz mahalle berberleri asker , okul ve amerikan olmak üzere toplam 3 çeşit teknik bilir . ayrıca saydığım ilk iki tanesi de birbirinin aynısıdır. her neyse
efendim bugun dedim saçlarımda kırıklar var mahalle kuaförlerine gitmeyeyim paraya kıyıp cins isimli merkezlere gideyim istedim.merkez diyorum zira kendileri de bunu istiyor , müşteri portföyünü kısıtlayacaksa da ;
* saç bakım merkezi ,
* saç ve kaş dizayn çok katılımlı platformu ,
* saç projelendirme plazası
gibi değeri kendinden menkul isimleri kullanmayı tercih ediyorlar ve bugun beni de ağlarına düşürdüler.
içeriye girdiğimde boy boy sıralanmış gençlerin saç modellerinin sırasıyla street fighter dan guy , futbol yıldızı david beckham ve çılgın star ajdar anık a benzemesi sebebiyle işte fark yaratacak ortama geldim galiba dedim kendi kendime. artık hayatımdan bu andan öncesi ve sonrası olacaktı. az sonra yanıma cem ceminay'dan bozma kırık bir abimiz geldi. ayrıca bence vatanını en çok seven işini en iyi yapandır ama şu an bunu tartışmanın ne yeri ne de zamanı.
nasıl bir model istediğimi sorunca biraz hık mık etmemden faydalanarak bu kırık tarak sen kendini bana bırak gerisini merak etme gibilerinden içime su serpici bi beyanat verdi. kolay değil 11 aydır gözüm gibi bakarak uzattığım saçlarımı bir liboş a emanet edecektim , mental olarak yorgundum ancak bunu belli etmemeye çalışıyordum. bu arada "1-2 santim alalım sadece kırıklar düzelsin" demeyi başardım. bana hafifçe güldü ve allah yarattı demedi makası vurmaya başladı.
ne zaman şikayet edecek gibi olsam sürekli kendisine telefon gelmiş gibi benden izin istiyor üzerinden pek zaman geçmeden geri geliyor ve hunharca biçmeye devam ediyordu bu esnada dakika dakika dehşet içinde saçlarımın girdiği modeller hemen hemen şunlardı:
evet...evet malesef sadece dakikalar içerisinde yaşadığım bu evrimi ruhumun kaldırması mümkün değildi. herşey olabilirdi ama rober hatemo da ne idi a dostlar.
işte o an dünyam karardı ve rahmetli anneciğimi gordum. " oğul uyan deli var başında aman diyim " dedi. sonra bir anda bir sarsılmayla uyandım. cem ceminay muzır bir gülüşle " valla saç kendi kendine oturdu " dedi. "rahat bırak beni yalvarırım" diye inlediysem de sırada bekleyen grizzly ayısı dayının sert uyarısıyla titreyerek kendime geldim. gözümü açmaya bir an için korksam da cesaretimi topladım ve ellerimi yüzümden yavaş yavaş çektim. aynaya doğru yaklaştım ve yıllar önce atlattığımı , geride bıraktığımı sandığım şeyi aynada gördüm. kırık tarak beni kuş etmişti.