Bardağın boş tarafına bakmaya o kadar alışmışız ki aslında ne kadar şımartılmışız fark etmiyoruz. Kendi "ben üzgünüm " adlı odalarımıza o kadar bağlıyızki sanki o üzgün surat maskeleri yapışmış yüzümüze.
Elimizde bir mikrofon kendi dramamızda intihar ediyoruz.