öncelikle naçizane olarak bir kaç yanlış anlaşılmayı düzeltme gereğinden sonra konu ile ilgili naçizane bilgi vermeye çalışacağım.
sisli bir gece nickli arkadaş yazısında kuranın birden fazla olduğunu iddia ediyor ve meallerden örnekler vererek ispatlamaya çalışıyor oysaki meallerdeki değişiklik, çevrimi yapan kişilerin, kelimelerin anlam çeşitliliğinden yalnızca birini seçmesinden ve cümleye ait zamir, edat vs. sözcük türlerinin, cümledeki hangi kelimeye aidiyetliğinde farklı görüşlerinin olmasından kaynaklanır. bunun kuranın orijinal metni ile ilgisi yoktur.
üstelik kuran yanlış anlaşılmış demek bir savunma metodu değildir, çünkü kişi doğru araştırmamış ise sadece yüzeysel incelemişse gerçekten yanlış anlamıştır.
birde şu konu da bilgi paylaşayım.
- ''Andolsun Tûr’a , Satır satır yazılmış Kitab’a, Yayılmış ince deri/sayfa üzerine.'' (tur 1.2.3.)
- ''Hayır, o ayetler bir mesajdırlar. isteyen onları idrak eder. Onlar, değerli sayfalardadır. Yüksek ve temiz sayfalarda.'' (abese 11.12.13.14.)
bu ayetlerden anlaşılıyor ki kuran özenle yazılmış ve temiz tutulmuş, tur süresi 3. ayette ''ince deri/sayfa'' diye bir ifade var fakat tüm ayete dikkat edin ''satır satır yazılan kitap'' yani yazılmış kitabın ince deriye yayılmasından bahsediliyor, yazılanın muhafaza edildiğini anlatıyor. bunu nasıl anlıyoruz çünkü abese süresinde yazılanın ''değerli sayfa'' olduğu bildiriliyor, burada deri üzerine yazıldığına dair bir bilgi yok.
yani Kuran’ın sonradan rast gele, taş parçalarından,ağaç kabuklarından, kürek kemiklerinden toplanmış bir kitap olduğu yolundaki rivayetler Kur’an’a uymamaktadır, aslı yoktur ve kuranın bildirmediği uydurma sözlerdir. bir düşünün taşa, kemiğe, ağaç kabuğuna mı yoksa m.s. 105 yılında icad edilmiş kağıda mı yazı yazmak kolay? arabistan çeşitli kervanların ticaret için geldiği bir merkez, hiç böyle bir merkezde kağıt, mükerrep, kalem gibi malzemelerin olmaması düşünülebilir mi? üstelik incil, tevrat gibi kağıda yazılı kitaplar mevcut.
- bilimsel çalışmalar sonucu m.s. 700' lu yıllara ait olan, özbekistanın taşkent şehrindeki müzesinde saklanan kuran mushafı vardır, bu mushaf maalesef tam değildir fakat günümüzdeki kuranla aynıdır. üstelik çok eski kopyalarla günümüzdeki kuran birebir örtüşmektedir.