saygı duymak zorunda değilsin ama saygı göstermek zorundasın.
ondan sonra karşı tarafta kalkıp senin değerlerini aşağılayınca ağlamayacaksın.
herkes birbirine saygı göstermek zorunda. sonuçta aynı sınırlar içinde yaşıyorsak, otobüste, vapurda, yola yürürken, lokantada... her yerde nasıl ki diğer insanlara saygı göstermek zorundaysak, insanların inancına, değerlerine de saygı göstermek zorundayız. yoksa ne olur ? kutuplaşma olur. o neyi getirir ? düşmanlığı .. o neyi getirir ? kavgayı..
ayrıca götünden sallarken dikkat edeceksin, recm hakkında fetih hakkında, cihat hakkında bilgin birikimin yoksa konuşmayıp susacaksın. ya da rezil olacaksın ki; bu (sözde) yazarların umurunda değil zaten.
bak ne diyor bakara ;
Diyanet işleri (2/BAKARA-191: Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.) / Abdulbaki Gölpınarlı (2/BAKARA-191: Onları Nerede yakalarsanız öldürün. Sizi yurdunuzdan çıkardıkları gibi siz de onları yurtlarından çıkarın. Fitne, adam öldürmeden beterdir. Yalnız onlar, Mescid-i Hâram yanında sizinle savaşa kalkışmazlarsa siz de onlarla Mescid-i Harâm yanında savaşmayın. Ama onlar, sizi orada öldürmeye kalkışırlarsa öldürün onları. Budur kâfirlerin cezası işte.)
yani ? yani onlar size bulaşıp savaş çıkarmadığı müddetçe onlarla savaşmayın. öyle olmasaydı osmanlı içindeki gayri müslimleri kılıçtan geçirirdi, yok ederdi.
oğlum bak osmanlı fransayı 400 sene yönetti, bu gün tek bir cezayirli tek bir türkçe kelime bilmezken, daha sonra fransa'nın işgal ettiği cezayir'in ana dili fransızca!! belki bu sana fetih ve işgal hakkında bir aydınlatma yaşatır.
konuya dönersek, saygı duymasan da olur. ama saygı göstereceksin ki, saygı göresin.