ben bu yazıyı sana yazdım

entry31065 galeri video218
    548.
  1. deli gibi severken kendini çekmek, sevdiğininde kendisini çekmesine seyirci kalmak ve üstelik daha yaşanacak, paylaşılacak onca şey varken ve bu paylaşımların en büyüğünün adı sevgiyken, yokluğunu düşünmenin bile içimde büyük sıkıntılar yaşatıyor olmasından ders almayıp yokluğunla baş başa kalmışken, daha 1 gün olmuş ve ben buna rağmen kendimi şimdiden çok yorgun hissediyorken, bütün bunlarla başa çıkmam tahmin ettiğim(n)den daha zor, çok çok zor.

    bana kişiliğimdeki kırılma noktasınımı soruyorsun? birbirinden bağımsız davranan iki farklı insanlamı karşılaştığını söylüyorsun?

    ufacıktık biz, yıllar geçti, anladık hayatı, insanları, herşeyin göründüğü kadar basit olmadığını, özümüzde nasıl olduğumuzun değil karşımızdaki insanda nasıl etkiler bıraktığımızın bizi iyi veya kötü olarak ikiye ayırdığını ve bu yüzden çok çok çok dikkatli davranmamız gerektiğini, birey olarak bazı sorumluluklarımızın olduğunu ve etrafımızı çevrelemiş olan insanlara karşıda aynı sorumlulukları taşıyor olmamız gerektiğini, herşeyi öğrendik herşeyi..işte tamda böyle düşünürken hayatın bize yeni yepyeni şeyler öğreteceğini gördük, ezberlerimizi bozduk ve baktıkki daha yolun başındayız ve her daim yolun başında bırakacak hayat bizi.

    yaşamımızın odak noktasını oluşturan, geriye dönüp baktığımızda hemen hatırlayabileceğimiz olaylar, yaşanmışlıklarla beraber kişiler büyüttü bizi, bu seferde büyümenin yaş hesabıyla olmadığını gördük.

    yanlışlar yaptık, halbuki uyardılar bizi, yanlış olduğunu, hata olduğunu söylediler, aldırmadık, öyle ya biz biliyorduk doğruyu, hala kendimizi anlatmaya ifade etmeye, haklılığımızı ispat etmeye çalıştık. sonra suçladılar bizi, cezalar verdiler, halbuki yaptıklarımızın kötü şeyler olduğunu bilsek öyle davranırmıydık, aynı hataları yaparmıydık ama öğrendik işte yaşadık ve öğrendik.

    büyüdüm, seni tanıdım ve büyüdüm,

    ilk defa birine karşı hissettiklerim kalbime ve beynime bu kadar hükmetmeye başladı ve büyüdüm,

    insanları kendim gibi görüp, bir adım sonrasını hesap etmeyerek davrandığımda bunun beni düşüreceği zor durumları ve aslında hiçde alakam olmayan bir kimlik ve düşüncelerle beni karşıladığında gördüm ve büyüdüm,

    ve şimdi..seni kaybetmekle burun burunayım ve belkide tamamen kaybettim.. bunun olmasına neden olan herşeyi en ince ayrıntısına kadar inceleyip, hepsinde en az bir çocuğunki kadar sorumsuzluk bulup ve bunu kabullendiğimi gördüğümde şunu söylemekte ne kadar haklı olduğumu anlıyorumki; ilk defa bu kadar bana kendini hissettiren yokluğunun soğukluğunu hissettim ve büyüdüm,

    şimdiye kadarki benim suretimmiş, aslımla ilk karşılaşmayı yaşadım ve büyüdüm,

    saflığını, masumluğunu, samimiyetini savunduğum kişiliğim değil özümmüş ve özümde büyükdükçe kişiliğime yansicakmış. meger yanlış anlaşıldığımı ifade ettiğim nokta buymuş ve çokda haklılarmış öyle anlamakta, farkına vardım ve büyüdüm,

    büyüdüğümü sanıyormuşum meger, o yüzden toz kondurmuyormuşum kendime, bunun bir yanılgı olduğunu gördüm ve büyüdüm,

    bütün bunlar yüzünden, başta tanıdığın ben ile hiçbir zaman seni tanıdıktan, o sevgiyi hissetmeye başladıktan sonraki ve şuanki ben in bağını kuramıcaksın.

    o'na deki;

    belki birgün tekrar hoşgeldin dersin ve yeni bir başlangıç için herşeyi bir kenara bırakıp ona kucak açarsın, o büyük sevgiyle onu karşılarsın diye beklemekteymiş.

    ve deki;

    ancak ve ancak artık sevmediğini, onu istemediğini yüzüne haykırdığında bitermiş bu bekleyiş.
    18 ...