Dönelim
Döndürsün bizi
Kalbin akip giden bulutlara benzeyen sesi
Yagmursuz bir yagmura açilmis kapilardan
Ve akilda kalan bir yokustan
Ve yalniz çocuklara özgü o sonsuz sinema koltuklarindan
Ve çocukluktan
Dönelim
Dönelim mi biz
Gençlikten, oralardan
Mutlulugu bir kabuk gibi saran mutsuzluklardan
Dönelim mi aciya
Aciya, büyük aciya
Ve soralim mi acaba
Ey büyük yalnizlik insansan eger
Bir kaya
Dalgalar yalarken onu
O bakarken kaskati kalabaliklara
Ah, kalbin bulut bulut akan sesi.
Bütünüyle bir semte benziyor Ruhi Bey
Binlerce, on binlerce kedinin hep birden kimildadigi
Kedilerden örülmüs bir semte
Ve soguk bir tuvalde yerini bulamamis renkler gibi
Soguk ve ayakta tutan çeliskileri
Bir görünümden bir baska görünüme kolayca siçranan
Her seyin, ama herseyin çok distan farkedildigi
Eh belki de bir satir fazlaligi ya da bir satir eksikligi
Belki de genç bir sairden ödünç alinan.
Yürüyor mu, yürümeyi mi düsünüyor Ruhi Bey
Düsünmesi daha mi sonra koyuluyor yola
Nereye gidecek ama, nereye varacak sanki
Yoksa bir oyun tadi mi buluyor bunda
Oyundan atilmaktan korkmayan bir oyuncu gibi
Bosvermis de sanki oyunun kurallarina
Üstelik son bölümde, perdenin kapanmasina
Azicik vakit kalmis
Ya da vakit var daha. Ama ne çikar
Gövdenin yazgiya baskaldirmasi mi
Ruhi Beyin
Baskaldirmasi mi yoksa
Vaktinden önce anlamanin saskinligi mi
Vaktinde anlamanin sevinci mi
Ya da biraz geç kalmanin
O gereksiz tedirginligi mi
Hangisi