anlatacak hiçbir şeyi olmayan, sıkıcı, köle hayatı süren bir insacığın günlerini üzerinde geçirdiği doğrusal çizgi. bu insancığın hayatı ya evde ya işte ya da bu ikisi arasında bir yerde son bulacak muhtemelen. en mutlu olduğu yer belki evi olacak, eve varmak için saatleri sayacak, acele edecek yolda belki, kimselere takılmadan evine ulaştıracak ayakları. belki de evde mutlu olmayacak, mutsuz bir duraktan başka mutsuz bir durağa geçecek her gün. geçtiği yollarda kendisine bir arabanın çarptığını hayal edecek ya da mutsuz iki nokta arasında bir sarkaç olmaktan kurtulmanın ruhunu nasıl hafifleteceğini düşünecek, kimbilir belki de evi ile işi arasındaki hiçkimsenin kendisini özlemeyeceğini hatırlayacak.
ev ile iş arasında geçen bir hayat... hiç ölmeyecek bir insanın trajedisini yaşamak, üstelik basit çok basit bir insan olarak.