insanların, kendilerini yanlış yönlendirmelerine neden olan edalardır.
savunma dediğim şey bütünlüğü korumak adına yapılan bütün edimler. kendi bütünlüğünü sağlayamadıysan bu nasıl bir savunmadır peki? yalan, yapay ve anlık (düşünce dışarda).
insanın, bütünlüğünü sağlayabilmesi için çok fazla girdiyle beslemesine gereksinimi var. en başta doğa, doğa ile bir bütünlük içinde yaşayarak işe koyulmalı. sonra ana-baba-kardeş. en son da toplum ve dünya. zor hem de acayyip zor bir iş bu, tahmin edebiliyorum. bunu gerçekleştiren çok az insan tanıyorum ki haliyle insanlar da onları anlamıyor. bu üst insanları ben de anlamıyorum, anlasam bu durumda olmazdım zaten.
doğru yol belli ama yapan çok az. insanı nasıl bilirsin? kendin gibi. kendin sen olamamışsan insanları nasıl bilirsin, yarım yamalak.
olmuyor paşam olmuyor, yaradılanı severim yaradandan ötürü bile yemiyor. bu savunma mekanizmaları her daim etkin. insan bu savunmalar sayesinde kendi hayal dünyasında yaşıyor. savunma olarak söylediği zırvalara kendisi de inanıyor. bir değil iki değil. kendi söylediği yüzlerce yalana kendini inandırıp her yalanda bir adım daha parçalanıyor, bütünleşeceği yere.
bu çok pareli yaşamda parsellediğin alanı bile eleştiriyorsun. ak kaşıksın çünkü. kim ne derse desin sen en iyisin. en ufak bir özeleştiri yok, kendi yalan aleminde sözcük yuvarlıyorsun her gün. her gün binlerce mutsuz insan doğuyor her akşam binlerce mutsuz insan ölüyor. ertesi gün, güneş yeni yalanlara doğuyor. her daim yalan, her daim yapaylık içinde harbi delikanlıyı oynuyoruz. kaç kişi sokağa çıktığına gökyüzüne bakıp "hmmm mis" diyor. doğa ile bütünleşme, öyle işkembeden sallanmış bir kelam değil, entel-dantel işi de değil. kaç kişi sabah kalktığında annesinin yanağına bir öpücük kondurup günaydın sultanım diyor. yan komşu lafları da çok edilir. yan komşunuzun adı ne?
ee bu kadar parça pincik dolaşıyorsak savunma dediğimizde bu akareti kullanacak elbet. konu uzun, ama sait faik'in de dediği gibi "bir insanı sevmek ile başlayacak her şey". o kadar laf ettikten sonra benim de yapmadığım bir şey bu.
nasıl olacak? insanlar değişmedikçe insanlık değişemeyeceğinden bir yerden başlamak lazım. hükm kökeninden türemiş sözcüklerle ilgili çok dikkatli davranmak gerekecek; hakim olmayacaksın, ahkam kesmeyeceksin, "hükmeden kimseye sıfat değil" bunu bileceksin. özeleştiri yapacaksın, empati yapacaksın, nlp'den uzak duracaksın, ne zaman savunmayı açtığını hissedersen derin bir nefes alıp ne bok yiyorum lan ben diyeceksin vs vs.