Yağmurların yağdığı ıslak kaldırımlı terk edilişi bol yufka yürekli hikayeler anlatılabilir aslında.
Siyahlara bürünmüş gençliğinin serin üzerine yağan yalnızlığın buğusunda daha yalnız kalmak için kendini sanatsal uçurumlara itmek mesela.
Uçurum kenarlarında korkmadan ve pişman olmadan ben bu kareyi çekebilirim olmadı resmedebilirim demen aslında.
Terk eden sevgilimize kızmazdık aslında.
Yaşattıklarından çaresiz hoşlanıp acı çekerek bir şeylerin altına görünmez imzalarımızı atardık.
Sanatsal kafiyelerle kendi tarzımızı oluşturmaya çalışırken hedefe ulaşamasak ta mutluyduk.
Fark edilmek için yaşamıyorduk.
Fark etmediklerini umursamadan kendi çapımızda takılıyorduk.
Sevgili tarafından terk edilmiş bir sürü ağlamaklı ama bir o kadar dik durduğu yerde kendini baştan yazmış hikayelerimiz var elbet.
Ama yazmak gelmiyor içimden işte.