olayın etkisiyle aile ne yaşadığının farkında bile değil.adaletsizlikten, hukuksuzluktan mağduriyetlerine üzülememişler bile. korkmuş, şaşkın ve çaresizler. çok trajik bir tabloya dönüşmüş.
toplumsal baskı çok ön planda.
bir kişinin yaşadığı olayın içeriğinden ziyade çevrenin etkisi yönlendiriyor.
emniyet ve polisin yaklaşımı ise başlı başına incelenmesi gereken bir vaka.
ülkemizdeki en büyük sorun bu.
ve en tehlikeli sorun bu.
profesyonellikten uzaklık.
her memur her şey olabiliyor. hakim - yargıç -savcı-avukat-doktor-hoca-din adamı-anne -baba. nerede neye ihtiyaç duyuluyorsa o olunabiliyor.
vakaları kendi profesyonellik çerçevesinde multidisipliner çalışılabilir halden çıkartılabiliyor.
mağdura barışın evlenin, yaralanmışsa bir şey olmaz, günah, annene babana yazık değil mi, senin suçun yok mu, sen böyle yapmasaydın bu böyle olmazdı, sen de haketemişsin yaklaşımıyla yargılayıp savunup paketleyip dosyayı kapatıyor olmak çözüm olarak görülüyor.
her birim sadece kendi işini yapıp diğer birimi ilgilendiren konuyu o alanın uzmanına bırakmalı.
ülkemizde emniyet ve polise güven bu profesyonellikten uzaklık sebebiyle sarsılmış durumda.
sivil toplum örgütlerinden medet umar hale getirilmiş insanımız. iyiki bu örgütler var. ve daha güçlü olmalılar.
adalet ve hukuk ihtiyacı olan insan için.
bir gün herkesin adalete - hukuka ihtiyacı olacaktır.
bu konunun başlangıcı önce kendine sonra tüm varlığa saygı duymakla başlar.
sağ duyulu insaflı vicdanlı iyi insanlar çoğalmalı ve cesur olmalı.