ayasofyanın cami olması

entry34 galeri
    32.
  1. baksa da göremeyen körlerin saçmalamasına vesile olmuş mevzudur.

    her şeyden önce yobaz çevrelerde dolaştırılan "fatih'in ayasofya vakfıyesi" günümüze ulaşmış değildir. öyle bir metin yok, yalancı abilerinden biri yazıp kendileri de habire tekrarlayınca ciddi ciddi var sanır oldular!...

    ikincisi, yukarıdaki entrymde, fatih'in her birinin senedi türlü lanetlerle dolu kıyamet kadar vakfa el koymaktan çekinmediği gerçeğini hatırlatmıştım.

    baksa da göremeyen kalkmış, memlük devletinde olan istisnai bir olayı ileri sürerek, fatih'in el koyduğu vakıfların devlet vakfı olduğunu, dolayısıyla el koymasında sakınca olmadığını yazmış!

    yavrum osmanlı'da devletten çok, paşalar, beyler vakıf kurarlardı. vakıf kurmaya bu kadar meraklı olmalarının asıl sebebi, mallarına idam edildiklerinde tamamen, doğal yollarla öldüklerinde kısmen (ama büyük oranda) el konulmasıydı. mallarına el konulması çoluk çocuklarının zor duruma düşmesine sebep oluyordu. çözüm ise vakıf kurup mütevelli heyetine çocuklarını atamaları ve vakıf senedine bolca para almaları için madde eklemeleriydi. mütevelli heyetindeki çocuklar sadece tahsis edilen parayı almakla yetinmez, tabi ki kayıtlarla da oynayarak daha da fazla indira gandi yaparlardı. vakıf hesaplarının tutulduğu defterlere "dolap" denirdi. dilimizdeki "dolap çevirmek" deyiminin kökeni vakıf yolsuzluklarıdır.

    son olarak da şunu söyleyeyim: cami vakıflarının senetlerinde camiyi müze yapacak ya da kilise yapacak kişiler için lanetler filan bulunmaz; zira vakfedilen cami değil, camiye gelir sağlayan bir takım dükkanlar ve arazidir. ayasofya'ya vakfedilen dükkan ve araziler ise daha osmanlı döneminde cebellezi edilmiştir.

    dolayısıyla fatih'in öyle bir vakfıyesi olsa bile, o vakfiyedeki lanetleri hak edenler, ayasofya için tahsis ettiği malları götüren osmanlı kavuklularıdır.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük