renkliler ile makineye atılan beyazlar gibi aklım; birbirine karışmış hayallerim. mozaik değil, leke. mazide kalmıs kırgınlıklarım; artık önemsiz, niteliksiz. değistim! dedigime bakma; icimde evcilleştirilemeyen bir hayvan..
olaylar mudahale edemeyecegim hızda seyir ettiginden en arkadan yolcu olarak izliyorum hayat akışımı. rizikosu; dümen artık bende değil. kulağımda tıngırdarken istasyon insanları, diyaliz makinesini elinde tutan teknoloji bağımlılarından en az birinin elinde de sen olma ihtimali geciyor zihnimden; o bile inmiyor yüreğime, titretmiyor içimi.
çorabının eşini bulamayan birinin ruh eşini bulma ümidi fazlasıyla ütopikti zaten.