bugün otobüste yanımda oturan ve bana "migros'a nasıl gidebiliriz" diye soran iki adet emo kızı normalde inmeleri gereken yerden iki durak önce "burada ineceksiniz" diye indirterek onlara güneşin en kavurucu olduğu vakitlerde simsiyah elbiseleriyle ankara turu attırdım... evet bu ucubeleri yürüttürdüm ama bana göre geçerli nedenlerim vardı.
hadi özendiğiniz ekol gereği sürekli ağlak bi suratla üzüntülü triplerde takılıyorsunuz onu anladık da hayattan nefret ediyorum, kimse beni anlamıyor ayağına bütün gün simsiyah kıyafetlerle takılıp duş almamak, fare leşi gibi kokmak da neyin nesi yahu. yemin ederim yanıma oturdukları süre boyunca kokudan burnumun kemiği sızladı, insanlığımdan tiksindim bunu yapan benim türdeşim olamaz diyerekten. hiiç pişman değilim hatta farklı bir açıdan düşünürsek iyilik bile yaptım sayılabilir. akıllarınca piyasa yapmak için yerlere oturup yürüyen merdiven tutacaklarını falan yalayacaklardı nasıl olsa. yorulunca daha bi şevkle otururlar, oturduğu yeri beğenirler. hem Her an ağlayacakmış gibi bir bakış atmak için o yorgunluk iyi bir destekleyici bile olabilir. evet itiraf ediyorum bunu yaptım ve hiç pişmanlık duymadım. resmen dunyanin en godos en igrenc en yavsak emosunun hatun versiyonlarıydılar. hıncımı çıkarmış oldum.