Kuran'ın korunması Allah tarafından garanti edilmiş, evet kuranın bir harfini bile değiştiremezler ancak Kur'an'ın yanlış anlaşılmasını sebeb oluyorlar kuranın yanlış anlaşılması engelleyen hadisi şeriflerdir zira peygamberlerin tebliğ ve tebyin vazifesi vardır, tebyin vahyin insanlarca doğru anlaşılmasını sağlamak için peygamberlerin açıklamalardır, Hz.ebubekir gibi Arapçaya hakim olsa bile ben böyle anladım demek yoktu sahabede, o zaman peygambere de gerek kalmazdı, kuran Kabe'nin çatısına iner herkes bununla amel etsin denirdi.
Kuran bize yeter, peki kuran ne diyor, resulum ne verdiyse alın neyi yasak ettiyse kaçın, ayetlerin efendimizce nasıl tatbik edildiği kuranda değil hadislerde bellidir.
Ayrıca hadis inkarcıların inkarlarına delil için gene hadis nakletmesi ne kadar gülünç kaldı ki Allahın kitabı bize yeter demesi ihtilaflı konularda bakılması gereken kaynak kurandır, kuranda kendisinin anlaşılmasında sünnete havale etmiş,
Efendimiz aleyhissalatü vesselam hz.muaz'ı radiyallahu anh Yemen'e gönderirken sordu:
"Sana hâlli için herhangi bir dava getirildiği zaman nasıl ve neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. Hz. Muaz,
"Allah'ın kitabındaki hükümlerle hüküm veririm." dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz,
"Eğer Allah'ın kitabında onunla ilgili bir hüküm bulamazsan neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. Hz. Muaz,
"Resûlullahın sünnetine göre hüküm veririm." dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer,
"Resûlullahın sünnetinde de onunla ilgili bir hüküm bulamazsan, ne yaparsın?" diye sordu. Hz. Muaz,
"O zaman, kendi görüşüme göre içtihad eder, hüküm veririm." dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz bundan son derece memnun oldu. Bu memnuniyetini şöyle ifade etti:
"Allah'a hamdolsun ki, Resûlullahın elçisini, Resûlullahın razı olduğu şeye muvaffak kıldı."1
Zaten ihtilaflı konularda veya içtihad mezheblerin oluşmasına vesile olmuştur ki bu ümmet için rahmet olmuştur hepsinin kaynağı ayet hadistir
Efendimiz aleyhissalatü vesselam'ın ümmetim ihtilafı rahmmettir hadisi serifi buna delildir.