nazım hikmet ran

entry2956 galeri video22 ses1
    2743.
  1. Henüz vakit varken, gülüm 
    Paris yanıp yıkılmadan, 
    henüz vakit varken, gülüm, 
    yüreğim dalındayken henüz, 
    ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri 
    Volter rıhtımında dayayıp seni duvara 
    öpmeliyim ağzından 
    sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a 
    çiçeğini seyretmeliyiz onun, 
    birden bana sarılmalısın, gülüm, 
    korkudan, hayretten, sevinçten 
    ve de sessiz sessiz ağlamalısın, 
    yıldızlar da çiselemeli, 
    incecikten bir yağmurla karışarak. 
    Henüz vakit varken, gülüm, 
    Paris yanıp yıkılmadan, 
    henüz vakit varken, gülüm, 
    yüreğim dalındayken henüz, 
    şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz 
    söğütlerin altından, gülüm, 
    ıslak salkım söğütlerin. 
    Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana, 
    en güzel, en yalansız, 
    sonra da ıslıkla bir şey çalarak 
    gebermeliyim bahtiyarlıktan 
    ve insanlara inanmalıyız. 
    Yukarda taştan evler, 
    girintisiz, çıkıntısız, 
    birbirine bitişik 
    ve duvarları ayışığından 
    ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor 
    ve karşı yakada Luvur 
    aydınlanmış ışıklarla 
    aydınlanmış bizim için 
    billur sarayımız... 

    Henüz vakit varken, gülüm, 
    Paris yanıp yıkılmadan, 
    henüz vakit varken, gülüm, 
    yüreğim dalındayken henüz, 
    şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda 
    kırmızı varillere oturmalıyız. 
    Karşıda karanlığa giren kanal. 
    Bir şat geçiyor, 
    selamlıyalım gülüm, 
    geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım. 
    Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı? 
    Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın 
    tatlı tatlı gülümsüyor. 

    Henüz vakit varken, gülüm, 
    Paris yanıp yıkılmadan, 
    henüz vakit varken, gülüm... 
    Parisliler, Parisliler, 
    Paris yanıp yıkılmasın...
    4 ...