bu satırları orada dört senesi heba etmiş, asgari üç yılını daha heba edecek biri olarak kaleme alıyorum..
öncelikle bu isminde fakülte kelimesi geçen bölüm kesinlikle bir üniversite değildir.. meslek edindirme kursu gibi bi şeydir.. bu okulu kazandığınızda üniversite okuyacağım, çimlerde yuvarlanıp istanbul'un tozunu attıracağım diye heyecanlanıyorsanız hevesiniz kursağınızda kalır güzeller.. burası lise ile üniversite arasında sıkışıp kalmış minik bir hapishanedir..
minik dedim çünkü kampus demeye dilimin varmadığı mekan gerçekten bir lise bahçesinden çok daha ufak.. okulda yapabileceğiniz en sosyal faaliyet kantindeki müzik kutusuna para atıp dersi kıran arkadaşlarla batak oynamaktır (okulun %1'lik bi azınlığı bunu yapar).. bu arada ben bu satırları kaleme aldığım dakikalarda o kantincik de mustafa sarıgül'ün yanıbaşımıza dikmeye çalıştığı devasa gökdelen yüzünden yıkılmak üzereydi.. kantine girmek kurul kararıyla yasaklanmış.. dışarda yağmur yağarken elimizde çayla kantinin ne zaman yıkılacağını bekliyoruz..
eğer öss'de bu okulu kazanacak kadar puan aldıysanız tükettiğiniz fosfora yazık etmeyin.. basın gidin çapa'da okuyun.. hem imkanlar daha iyi hem gözünüz gönlünüz üniversite görür.. preklinik denen düğün salonundan bozma mekanda 150 kişi kızlı erkekli karışık aynı tuvaleti kullanmak zorunda kalmazsınız.. sabah erken kalkan asistan gelip sinirini sizden alamaz.. karısıyla problem yaşayan hoca sizi sınıfta bırakmaz.. üniversite hayatınız hasta aramakla, sabun oymakla, amalgam karmakla geçmez..
ha okul bu kadar zor da pekii hani çok iyi bir mesleki eğitim mi veriyor?? tabii ki hayır.. 4 haftalık stajınızı üç haftası hasta aramakla geçer.. bu üç haftada hasta bulursanız çok şanslısınız.. cebinde hastaya yüzlerce milyon verip de hastayı tedavi eden bi sürü arkadaş gördüm.. bütün stajlarını tamamlayan bi öğrenci azami 25 diş çekip, bi kaç köprü ve total protez yaparak mezun olur ki bu da kesinlikle iyi bir diş hekimi olmak için yeterli değildir.. ne lamina ne başka bi şey.. eğer biraz şanslıysanız cerrahi stajınızda bi kaç dikiş atarsınız.. atamazsanız şansınıza küsün..
bu yazdıklarımın bi satırını bile abartıyorsam çaylaklık entrylerim onaylanmasın.. hatta akademik kariyerime zarar verir diye çoğu şeyi eksik yazıyorum.. biz yandık arkadaş sen koş kendini kurtar..