türkiye'nin gündemini değiştiren tam olarak nedense kimselerin inanmadığı plandır.
gündemde akp'nin kapatma davası varken nasıl olduysa ortaya çıkan bir grup insan başka bir grup insanın darbe yapacağını savundu. işin ilginç yanıysa bu görüşü destekleyenlerden bir yazıda -ki bu konuda en geniş yer kaplıyan yazılardan birisi- sabah gazetesinden yani rte'nin damadının sahibi olduğu bir gazete tarafından çıkıyor. bir yandan eski bir ordu mensubunu gayri resmi yollarla kaba tabirle gaza getirip bir savcı tsk karşıtı bir ifade almaya çalışıyor, lakin istediğini bulamayınca "katip şimdi yok zaten kayıda geçirmeye de gerek yok." diyerek evine yolluyor. ve bilmediğimiz bir sürü dolap dönüyor kapalı kapılar ardında. ister ordu yalakası olsun lakabım isterse faşist ama görünen köy klavuz istemez. bu ülkenin en çok güvendiği kurumların başında tsk yer alır ve nasıl oluyorsa bir anda bütün silahlar bu kuruma doğrultuluyor. eğer ortada bir yolsuzluk varsa, bir hırsızlık varsa gayet doğaldır ki yargılanmalı bu kurumlar. lakin kimse suçu kanıtlanmadığı sürece suçlu ilan edilemez. ayrıca bu ülkeyi gözlerini kırpmadan canlarını verecek kadar seven insanları bünyesinde barındıran bir kuruma bu şekilde ağır iddialarda bulunulması sadece propagandadan ibaret olacaktır. türkiye cumhuriyeti hukuk devletidir bu yüzden de orduda rahatça eleştirilmeli ve gerekirse yargılanmalıdır savını destekliyorum çünkü suçsuzluklar ispatlanmalıdır lakin hukuk hala satılmamışsa.