Şehirlerin ayırdığı dostunun evine yıllar sonra gittiğinde "arkadaşlığımız ne durumda acaba" diye aklını ara ara kurcalayan düşüncelerin, odasının duvarındaki fotoğraflarınızı görünce dağılması.
Ankara'nın aslında hiç de öyle soğuk betondan ibaret olmadığını fark etmek.
Soğuk havalarda kansızlığını unutmayan babanın, yatağının içine sıcak su torbası kondurması.
Canlı müzik dinlemeye gittiğinde en sevdiğin şarkının muhteşem bir performansına rast gelmen. (bkz: yowano yowanke) (bkz: alakarga)
Hastalıktan kırıldığın bir gün dolmuşta hapşurunca yolculardan birisinin "almaz mıydın?" Deyip mendil uzatması.
Apar topar hazırladığın bavula/çantaya kitap atmayı unuttuğunu söyleyince kitabevinde çalışan arkadaşının, mis gibi bir not yaZarak yolluk diye kitap hediye etmesi.