Kur'an tecelli ediyor.. bahsedilen o zalim güruha defalarca peygamber yollandı (bkz: bakara suresi).
Peygamberler döneminin Kur'an ve Rasulullah ile kapanmasından evvel Allah bu insanlara gözleri ile görebilecekleri mucizeler de bahşetmiş idi, peygamberler vasıtası ile(Hz. Musa (a.s.) nin asasının yılana dönüşmesi, Hz. isa (a.s.) nin üflediği çamurun kuş olup uçması vd. Kaynak: Kur'an).
onlar bu mucizeleri gördüler, yine de küfre döndüler. (bugün bunları yaşatanların firavundan-müşriklerden farkı var mı?) Allah onlara azap edecek. ayetlerinde defalarca söylüyor. bu yüzden de onları yanlışlarından döndürmüyor. onlar defalarca uyarıldılar, düşünün gözleri önünde bir deniz ikiye ayrıldı. yine de kibirleri üstün geldi ve iman etmediler. tevratta rasulullah'ın müjdelendiğini bildikleri halde rasulullah ile aynı dönemde yaşayanları bile gerçeği kabul etmediler. gizlediler. mantıken kitap ehlinin inanması gerekirdi. istemediler çünkü onlar doğru ve yanlışı ayırt ederek yaşamayı sevmiyor. onlar kuvvetli olmayı seviyor bu dünyada, ahiret inancında oldukları halde ahiretteki kuralları bile kendileri koyuyorlar güya.
'' 44- Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler. ''
Yunus Suresi
'' 6- Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir.
7- Onlar inanmazlar. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.
8- insanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler.
9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab
vardır.
11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.
12 - iyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.
13 - Onlara: "insanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. iyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.
14 - Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "inandık" derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz." derler.
15 - (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.
16 - işte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar.
17 - Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler.
18 - (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler.
19 - Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir. Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, inkârcıları tamamen kuşatmıştır.
20 - O şimşek nerdeyse gözlerini (n nûrunu) kapıverecek. Önlerini aydınlattımı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktümü de dikilip kalırlar. Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir. ''