ölüm, nereden gelirse gelsin kalleştir, ne zaman gelirse gelsin erkendir, hangi düşünce adına çağrılırsa çağrılsın nahoştur.
sosyalizm insanlığın bir özgürlük ve eşitlik arayışıdır. Becerilmiştir ya da becerilememiştir. Bu eşitlik ve özgürlük arayışı insanlık varolduğu sürece devam edecektir. Bazan bu arayış biçimleride kafatası tarlalarına, belene kamplarına, özgürlük ve eşitlik adına işkence tezgahlarına yani insanlık dışı şeylere dönüşebilir. Varılacak hedef saf'lık, mutluluk ve güneş içerirken varılma anında yaşananlar bunları içermeyebilir. Çünkü herzaman birileri ve bir takım güçler diğerlerinden daha iyi bir yaşam sürmek ve imtiyazlı olmak isteği ile yanıp kavrulacaktır. Bütün bunların aşılması tarihsel insan bilincinin üstündeki tozların kazınarak süreçle bütünleşmesiyle mümkündür.
Burjuva aydınlanması üzerine bina edilen sosyalizm isimli eşitlik ve özgürlük arayışı miadını doldurmuştur. Malesef doğrudur. Ama insanlığın komünar yaklaşım ve arayışları asla son bulmayacaktır. dün spartaküs isyanıydı, dün batıni ayaklanmalarıydı, dün paris komünü idi, dün 1917 ekim devrimi ve sosyalizm idi yarın, adı ne olur bilinmez ama önümüzdeki süreçte mutlaka herhangibir adla bu arayış devam edecektir. ve yine masum ve ezilmişlerin yukardaki gibi mecburiyetten kaynaklı şiddet içeren bir şiarları olacaktır. Bu da hayatın, ütopya dışındaki yalın gerçeğidir ne yazıkki...
