Ömrümde en fazla duyduğum ve kullandığım kelimedir. Aykırı bir birey olmamla alakalı bir durum diye düşünürdüm önceleri. Sonraları beynimle, düşünme hatta düşünememe şeklimle alakalı olduğuna kanaat getirdim. Ne zaman bir konu incelemeye başlasam detaya indikçe esas konuyu unutup bambaşka şeyler keşfediyordum oradan da daha başka başka şeyler. Her şey hakkında biraz bilgi sahibi ama hiç bir konuya hakim olamamam bu aşırı odaklanma ya da odaktan sapma hastalığımla alakalı olmalıydı.
Tarihe meraklı biri olmam beni bu saçmalık saçma insan yakıştırmasını kendime dert etmekten kurtarmıştı bir süre. Çünkü tarihe iz bırakmış insanların da çevrelerindeki insanlar tarafından benzer yakıştırmalara maruz kaldığına şahitlik etmiştim. Ama günler geçip yaş ilerledikçe entelektüel birikimin yahut yarım yamalak bilgilerin bi halta yaramadığını, taş üstüne taş koymamış olmanın verdiği mutsuzluğunu idrak etmiş olmak saçma insan olmaktan daha acı bir hale dönüştü: Gereksiz insan.
Saçmalamakta o kadar ileri gidersen olacağı bu. Beyin düşünürken yahut konuşurken bile kendini toplayıp sağlıklı karar verme yetisinden tamamen uzaklaşıyor. insanların yaşadığı dünyanın önüne geçip insanlığa faydalı bir göt olup egonu tatmin edeceğini hayal ederek çıktığın bu yolda artık sana bile saçma gelen bir yerde uyanıveriyorsun.