efsanevi yönetmen stanley kubric in efsanevi filmlerinden sadece bir tanesi "otomatik portakal"..
..stanley kubrick in filmlerine baktığımızda genellikle insan temasının doğasıyla ilgilenir..yani seyirciyi sahte bilgisayar efektleriyle etkilemeye çalışmak yerine insan psikolojisini kullanır..ve bunu çok iyi başarırda..
..otomatik portakala gelince..
otomatik portakalda, hapishanelerin kuruluş amacı olan(ilk başlarda)insan ıslahı ele alınmıştır.
..burada(ıslah) suçu işleyen bireyi cezalandırmak yerine onu çeşitli tedavi yöntemleriyle(genelde psikolojik)onu suçlardan arındırma çabası güdülmüştür.
..fakat film de ıslah çalışmaları sonunda suçlardan arıldığına kanı getirilen alex karakteri hapisten çıktıktan sonra artık hiç bir şey yapamaz hale gelmiştir..artık kimseyi dövemez ve kimseye kızamaz bir hale gelmiştir....yani kendi benliğini kaybetmiştir..
..kubrick filmde burayı eleştirel bir bakış açısıyla işlemiş ve insan doğasını bozabilecek hertürlü olay ve mekanizmanın yanlış olduğunu dile getirmeye çalışmıştır..(alexin hapisten çıktıktan sonra haksızlığa uğrasığında bile karşılık veremez bir hale gelmesi..)
..ayrıca işlenen suçlarında karşılıksız kalmayacağını, alexin hapisten çıktıktan sonra dayak attığı yaşlı adam tarafından dayak yemesi ve gördüğü tedavi yüzünden buna karşılık veremeyişi, şeklinde işlenmiştir..
..film de kullanılan müzikler de takdire şayandır...kubrick in çekimlerin den bahsetmeye gerek yok zaten..