Elektrikler kesildiğinde karanlık merdivenler de çok sakıncalı
3 tarafı 4 değişik denizle çevrili küçük Asya yarımadasında, istanbul gibi içinden denizin de geçtiği bir kentte şayet martılar, nafakalarını sokak kedileri gibi çöp tenekelerinde aramaya ve damların baca kıyılarında yumurtlamaya başlamışlarsa; oralarda insan yaşamları da, bin bir çeşit ölümcül eziyetin tırpanlarıyla taranıyor, ama demagoglar saltanatı tarafından umursanmıyor olabilir.
* * *
Haziran ayı boyunca, hemen her akşam saat 20-20.30 arasında Göztepe'nin martıları damlarda yumurtadan çıkıp yürümeye başlayan kül renkli yavrularını, çığlık çığlığa uçurtma seferberliğine giriştiler.
Martılardaki koloni dayanışması, toplumsal örgütlenmenin dışında kalmış mahalle dayanışmasından çok daha güçlü...
O bembeyaz martılar, yavru uçurtma seferberliği sırasında çığlık çığlığa, ne de güzel kavisler çiziyorlar kanatlarını açmış uçarak...
* * *
Uçmaya çalışırken yere düşmüş ve yerde kalmış 2 martı yavrusu gördüm; biri akşam karanlığında karşı bahçeye düşmüştü, annesiyle babası dam kıyısından yavrularına bakıyorlar ve ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Ötekine de gündüz, tanıdık bir manav dükkânının önünde rastlamıştım; acemice yürümeye çalışıyordu.
* * *
Geçen haziranda da, bizim apartmanın bahçesine düşmüştü bir martı yavrusu. Solmaz, hemen aşağı inip yavruyu almış ve balkondan karşı damdaki annesiyle babasının yanına doğru uçurtmuştu. Yavru da uçmuştu oraya kadar.
* * *
Trafik kazalarında ölenler, yaralananlar ve bir süre sonra ölenler bazen günde 15-20’yi buluyor.
* * *
Düğünlerde, maç zaferlerinde maganda kurşunlarıyla ölenler de az değil...
Töre cinayetleri, sokak kavgalarındaki cinayetler de cabası...
Şimdi bir de kene belası geldi eklendi bunlara...
* * *
Pazartesi akşamı saat 21'i geçerken, her günün sonunda o saatlerde ışıklarıyla uzaktan pırlanta bir kolyeye benzeyen Kınalıada kapkaranlıktı.
Besbelli ki Kınalı'da elektrikler kesilmişti.
* * *
istanbul'da elektrik kesintileri sıklaşmaya başladı. Görünüşe bakılırsa, daha da sıklaşacak.
Pazar günü saat 14'ü gece Cihangir'de de kesildi elektrikler.
* * *
Değerli dostum Av. Taner Aktop ile eşi Mireille, Fethiye'den kalkıp istanbul'a gelmişler ve güncel olaylar dışı, fıkralı kahkahalı sohbetlerimizin Köyceğiz'de kesilmiş tefrikasını sürdürmek için bize de uğramışlardı.
* * *
Hep birlikte Yeşil Ev'de; kızım Zeynep Bakan, eşi Gürkan Bakan ve torunlarımdan Tuğçe ve Ali'yle buluşmaya gidecektik; Gürkan’ın yaş yıldönümüydü.
* * *
Elektrikler kesik olduğu için asansör çalışmıyordu ve bir mimari kepazeliği olan dik merdivenler de zindan karanlığı içindeydi.
* * *
Katlar arasındaki sahanlıklara inerken; merdivenlerin son basamağını görmeyip de, bittiğini sanarak yürümeye kalktığın an...
Ayakların son basamağa takılıp da, yüzü koyun yere kapaklandığında; bazen kırılıverir bir bacağın da...
* * *
Gerçi böyle bir kazanın, ne vatanı ve milletiyle devletin bölünmez bütünlüğü ilkesine, ne Anayasa Mahkemesi'ndeki davalara, ne de Ergenekon ile ilgili soruşturma ve gözaltılara bir etkisi olur ama; bacağı kırılana çok etkisi olur, hele bir de yaşlıysa...
* * *
Tabii ülke sorunları yanında; elektrikler kesildiği için karanlık merdivenlerden inmeye çalışanların düşerek kırdıkları bacakları, sorun falan sayılmasa da...
Bacağı kırılanlar için durum pek öyle değildir.
Tıpkı sıcak temaslarda çocuklarını kaybedenlerin durumları gibi...
* * *
iran da; birkaç yıl içinde Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin’de genişliğine kaynayan kanlı bir kazanın içine katıldığında...
20-25 yıla kadar Rusya da, AB'ye üye olduğunda ve Avrasya vatandaşlığı Atlas Okyanusu'ndan Büyük Okyanus'a kadar yayıldığında...
Türkiye de, burjuva enternasyonalizminin; Katolik, Protestan, Ortodoks, Angilikan, ate mozaiğine katılmış, islam etiketli bir parçası olacak...
* * *
Şimdilerde inanması zor gibi görünse de, en geç 50 yıl içinde bu mutlaka böyle olacak...
* * *
Burjuvazi, sağken dünya nimetlerinden yararlanmayı; öldükten sonra cennet nimetlerinden yararlanmaya yeğleyen zenginleşmiş bir kentliliktir.
Yerel yönetim saltanatlarının yerini, küresel üretim saltanatı aldıkça; mistik inançların da katılığı azalır ve ılımanlaşırlar.
* * *
Ortaçağ'da papazlar da, müzikli lokallerde kadın kahkahalı masalarda oturmaz ve dansa kalkmazlardı.
Şimdilerde burjuva masalarının neşesine katılıyor ve dansa da kalkıyorlar.
* * *
Bizde de imamlar çoktan başladılar araba kullanmaya.
Müezzinler de, 5 vakit şerefelere çıkmak yerine, teyplerin düğmesine basıyor ve seslerini yükseltiyorlar hoparlörlerin.
* * * Tek değişmeyen şey, değişimdir ve bu engellenemez.
Değişime karşı çıkan yönetim saltanatları ise, maalesef kanlı bir çalkantı döneminden geçme zorunda kalacaklar...
* * *
Martılar için böyle bir sakınca yok.
Ama elektrikler kesildiğinde, epey bir sakınca var karanlıkta merdiven inmek ve çıkmak zorunda kalacaklar için...
* * *
50 yıl sonra öyle bir sakınca da kalmayacak.
Ne mutlu 50 yıl sonra doğacak olanlara...