baki

entry78 galeri
    68.
  1. GAZEL-2
    1.Hengâm-ı şeb ki kungure-i kasr-o âsumân
    Zeyn olmuş idi şu’lelenüp şem’i ahterân
    (Gece vaktinde yıldızların mumu ışıldayıp gök sarayının kubbesi süslenmişti.)
    2.Ha yl-i kevâkıb içre yanup meş’al-i kamer
    Sahn-ı semâda Rûşen idi râh-ı kâhkeşân
    (Ayın meş’alesi yıldız kalabalığı içinde yanınca samanyolu gök sahnesinde aydınlanmış olarak görünürdü.)
    3.De st urmış idi kilk-i şihâba debîr-i çarh
    Tuğrâ-nüvîs-i hükm-i hudâvend-i ins ü cân
    (insanların ve bütün canlıların efendisinin buyruklarının tuğrasını yazan (Sultanın imzasını atan), göğün kâtibi Utarid akan yıldız kalemini eline almıştı.)
    4.Bezm-i felekde urmış idi Zühre sâza çeng
    iyş ü safâda hurrem u handâan u şâmdân
    (Zühre yıldızı göğün toplantısında yiyip içip, eğlenerek, gülerei mutlu ve neşeli, sazına el atmıştı.)
    5.Bu çarh çenberinde tutup devr usûlini
    Deffâf-ı mihr kılmış idi çehresin nihân
    (Bu gök kubbesinde güneş defcisi devir usulüne uyarak yüzünü gizlemişti.)
    6.Bir tîg-i zer-nişân ile girmişdi arsaya
    Şemşîr-bâz-ı ma’reke-i sahn-ı âsumân
    (Gök sahnesinin savaş alanının kılıç oynatıcısı altın işlemeli bir kılıçla savaş alanına girmişti.)
    7.Tedbîr-i mu’zamât-ı umûr-ı cihân içün
    Yakmışdı şem-i fikreti Bercîs-i nükte-dân
    (Dünya işlerinin büyütülmüş sorunlarına çareler bulmak için güzel konuşan Bercis düşünce mumunu yakmıştı.)
    8.Bâlâ-yı çerh-i heftüme Keyvân-ı köhne-sâl
    Oturmuş idi niteki hindû-yı pîl-bân
    (Yıllar görmüş, yaşlı Zühal, yedinci feleğin en üstüne tıpkı fil sürücüsü bir Hintli gibi oturmuştu.)
    9.Âyâ bu zîb ü ziynet-i âlem nedür deyu
    ibret göziyle nâzır iken dehre nâgehân
    (…(Keyvân) acaba âlemin bu süsü, ziyneti nedir diye ibret gözüyle dünyaya bakarken, ansızın…)
    10.Etrafa saldı şa’şa’asın gûşe mihr
    Oldıufukda mühr-i Süleymân gibi ayân
    (… güneş ufukta Hz. Süleymân’ın mührü gibi göründü ve her köşeye parlaklığını saldı.)
    11.Kıldı bu hâli dîde-i ibret müşâhade
    Tuydı bu sırrı âkıbetü’l-emr gûş-ı cân
    (ibret alıcı, meraklı göz bu hali gördü ve işin sonunda can kulağı bu sırrı duydu…)
    12.Kim bu nizâmı vermedi âlem sarâyına
    illa ki yümn-i devlet-i şâh-ı cihân-sitân
    (… ki, bu düzeni âlem sarayına cihanın sahibi olan şahın devletinin uğrunda başka kimse vermedi.)
    13.Bâlâ-nişîn-i mesned-i şâhân-ı tâcdâr
    Vâlâ-nişân-ı ma’reke-i arsa-i Keyân
    (Tac sahibi şahlar makamının en yüksekte oturanı. Büyük hükümdarlar arsasının savaş alanının en yükseğinde oturan, en rütbelisi.)

    Bilgi birikimini ve ustalığını konuşturduğu gazel örneğidir.
    3 ...