Fethi Aslan'ın Sivas Katliamı'nın acısını tüm şiddetiyle yansıttığı bir şiiri:
Temmuz ay`ıydı,
35 can, Ellerinde barış`ın manifestosu
yarının türküsünü söylüyorlardı
Sivas`talardı ve yanlızlardı
Hava`da yanık kokusu,
Hava`da kan kokusu vardi
Sivas`ın, eti bıcak gibi kesen soğuğu
yerini,
zebanilerin körüklediği Temmuz ateşine bırakmıştı
sivas`ta yakılan ateş
kor bir ateş gibi düşüyordu yüreklere
35 can barışa cağırıyorlardı
Temmuz ayıydı,Sivastalardı
Dillerinde barış türküsü
Halkı selamlıyorlardı
Aldırış etmeden,
etlerini kavuran sıcağa
Gülümsüyorlardı
Ve „gel ne olursan ol yine gel“
Diyerek semah dönüyorlardı
Zebaniler insan kılığına bürünmüş
Hayvani cığlıklar atarak
Ölüm danslarını yapıyorlardı
Sivas`taydı 35 can, yanıyorlardı
Kaldırımlar,kaldırımlığından utanmış
Evler,evliğinden utanmış
Ağaclar,ağaclığından
Güneş utanmış gördüklerinden,
yüzünü saklamıştı
Kuşlar,karıncalar,sinekler hayvanlığından
Zebaniler gülüyorlardı.
zebaniler „yağın la yağın“ naraları atıyorlardı
Sivasta,temmuz ayıydı
Sivas yandı,madımak yandı
Eller yandı,
Gözler yandı,
Yürekler yandı
cıkan duman büttün ülkeyi sardı
Sene doksan ikiydi.
Temmuz ay` ıydı,
Sivas`talardı
Yanan insanlıktı.