arkadaşlar elimde değil. bu konuda çok hassasım. endoplazmik retikulum yani kısaca er benim hayatımdan 3 yıl çalmış bir organel. hakkında 81 sayfalık -tam tamına 81 sayfalık- bir tez yazdım. üşenmedim, bütün kelimeleri tek tek yazdım.
deneysel dönemlerimde hücreden kendisinin izolasyonunu yaptım, içerisindeki spesifik proteinlerin tanımlanmasını yaptım, zarında bulunan transmembran proteinlerin mutantlarını yaptım, yetmedi er'yi strese sokan kimyasal ajanlarla muamelesini yaptım. o da yetmedi. maalesef o da yetmedi. en sonunda verdim toksik maddeyi, canlı hücre görüntüleme sistemiyle er içinde neler oluyor neler bitiyor 16 saat boyunca gözlemledim. sonucunda gözlerime inanamadım.
hayat zor ve karmaşık ya, hücrenin içi çok daha karmaşık inanın bana.
siz böyle telaffuzunda zorlandığınız zaman, işte ne bileyim biyolojide vardı di mi filan dediğiniz zaman ben çok üzülüyorum. etmeyin.
canım endoplazmik retikulum.