yarım kalmış hikayeler

entry23 galeri
    1.
  1. Saat 2.43

    Üç sene önce, izmirde, dünyayı ayaklarımızın altına almışız gibi bir manzaraya karşı onu izliyordum. Bir şeyler anlatıyordu. Hep bir şeyler anlatmazlar mıydı zaten...

    Tepeden bakıldığında parıltısı gözleri kamaştıran ama arka sokaklarına girince o pis ruhu içinize işleyen izmir gibiydi. Gözlerimin gördüğüyle ruhumun gördüğü arasında uçurumlar vardı. Onu her hissedişimde çürüyordum sanki.

    Belki de saatlerce Onun o güzel kesilmiş saçlarını izledim.
    Benimkilerse sanki özellikle çirkinleştirilmiş gibiydiler.

    Gözleri sürekli parlak yeryüzündeydi, belki de bir kere de olsa o karanlık göğe baksa...

    Saat 2.57

    Sıcaktan bunaltan bal sarısı saçlarını omzunun gerisine attı ve yavaşça bir nefes verdi gökyüzüne. Gece bu iç çekişi sakince içinde boğdu.

    Tırnaklarıyla oturduğumuz tahta banka vuruyordu. Tüm vücudu yeni avına hazırlanmış bir yırtıcı gibi gerilmişti. Acaba neden her zaman tetikteymiş gibi duruyordu?

    Acaba onunla film izlemek nasıl olurdu diye düşündüm. Kollarımın arasına alıp saçlarını okşarken vücudunun gevşeyişini hissettim parmak uçlarımda. Belki de kollarımda uyuyakalırdı.

    Belki filmi çok severdi. Belki de nefret ederdi. Belki de gevşemezdi kollarımda ve rahatsız olup defolur giderdi...

    Gözlerini bana döndü.

    Saat 2.59

    Gözlerinin içine bakıyordum. Bal rengi gözleri karanlıkta zifiriye dönmüş, pembe dudakları yarım açıktı. Konuşmuyordu, gözlerini bile kırpmıyordu, öylece karşımda donmuştu.

    Bir elimde rüzgarın yavaş yavaş erittiği sigaramın dumanı, saçlarının kokusuna karışarak burnuma ulaşıyordu.

    Ölsün istiyorum. Şimdi şuanda onu aşağıya itebileceğim bir uçurum olsun önümüzde ya da kaldırımdan söktüğüm bir taşla kafasını ezeyim...

    Can çekişsin istiyorum. Acı çekmesin... Benden uzak dursun istiyorum. Ama bu tenime dokunmuyor oluşuna öfkelenmeme engel olamıyor..

    içimdeki bu öfkenin nedenini bilmiyorum. Tek bir mimiğim oynamadan oturmaya devam ediyorum.

    Bir saç teli bile kıpırdamıyor. Fotoğraftaki bir anın içerisinde gibiyiz.
    Zaman farklı akıyor.

    Saat 3'te eve dönmek zorundayım. Tanrıların bir cezası olmalı bu donuk an. Yoksa eve gitmeme izin verirlerdi.

    ...

    Hayran olduğum gözlerinin içine bakarken, onun hayatını mahfeden adamın hikayesini dinliyordum.

    Kalçasına değen bal sarısı upuzun saçlarının yanında ensemin göründüğü rastgele kesilmiş çirkin saçlarım kafa derime ağır geliyordu.

    Saçlarım onunkiler kadar uzun ve güzel olsaydı sever miydi acaba beni?

    ...
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük