dost

entry532 galeri video1
    448.
  1. kadınların aksine erkeklerde en sadakatlisini bulabileceğiniz varlıktır. bugün bir kız arkadaşım, "kanka bu böyle arkamdan vurdu, şu böyle canımı sıktı, bla bla bla..." diye yaklaşık 4 saat dert yanarken her önüne geçen dost diye sıfat taktığı arkadaşlarından, durduk yere onca mesafeye rağmen gelen gerçek bir dostun mesajı ile bu durumu ispat etmek mümkün sanırım. ilkokul 2. sınıftan beri, 15 yılı aşkın süredir tanıdığım, yediğimiz içtiğimiz pek de ayrı geçmemiş, aynı yasakları çiğnemiş, aynı kavgalara girmiş, aynı olaylara karışmış, aynı serseriliği paylaşmış 2 adet dostuz biz. Sevgilisi beni ondan kıskanıp, "sate bana yavşıyo aşkım." çektiğinde kızı deli gibi sevmesine rağmen siktiri çekmiş bir adamdan bahsediyorum, yanlış anlaşılma olmasın. almus barajı'nın lise ve park arasında kalan tribünlerine gecenin bi yarısı oturmuş kaçak kaçak ucuz şaraplarla kafa olurken, "kız bana böyle böyle dedi la, ben de böyle yaptım." diye uzun uzun anlatıp ağlayıp mahvolan bir adamdan bahsediyorum. Yalan yok, konuştum birkaç kez kızla, fakat asla yürümedim. her mesajı tek tek baştan aşağıya o istemediği halde, "tribini siktirtme, içinde bi şey kalmasın la, biliyorum zaten öyle bi şey yapmayacağımı bildiğini." diyerek zorla okuttuğum adamın bugün attığı mesaj tekrar içimdeki yalnızlık ateşini söndüren su oldu. gecenin karanlığında, ayın baraja yansıdığı manzaraya karşı içmiş adamlarız biz la, ne bileyim, çok basit gelebilir bu, ama ben herkesle içmem. Benim gözyaşımı görmüş çok insan yok öyle. şarkı her ne kadar alakasız olsa da:

    "Gidelim güneş doğmadan,
    Umutları alıp burdan çok uzaklara
    Kapılıp rüzgara,
    Aynı şarkı aynı yolda omuz omuza"

    sözlerinden beni hatırlamış, yazmış bebe la. beraber oraya buraya kaçtığımız günleri, maceraları anımsamış. kız orada dert yanarken, bu şerefsizin tatlılığı duygulandırmadı değil, yalan olmasın şimdi. bi o, bir de doğduğumdan beri aşırı uzun süre beraber büyümüş olduğum, almanya'da, Unna'ya bağlı olsa da Dortmund'a daha yakın olan Oberaden ve Bergkamen sokaklarını birbirine kattığımız canımın ötesindeki kardeşimin, "seni çok özledim. kimse senin gibi değil." deyişi aklımdan çıkmaz. zaten, küçüklüğümüzde annelerimiz birlikte kalmamıza izin vermediğinde, ya o bizden, ya da ben onlardan dönerken zorla ayrılan sevgililer gibi hıçkıra hıçkıra zırladık yine telefon başında. gözyaşlarımı görmüş olan 2 adam, 2'si de, "dost" kavramının nirvanasındayken böyle yapmacık dostlukları görmek can yakıyor la. hep alakasız yerlerden, alakasız şeyler anlatır oldum yine, neyse. kafamdaki güzelliğe vermek gerek bunu.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük