Birçok yorumdan ziyade şunu söylemek istiyorum; bastırılmış duyguların stoklandığı dünyamız mı? yoksa hareketsel analizlerimizi yapmak kabiliyetinden uzaklığımızla bu duygularımızı bastırdığımızı zannedip, yeni bir avuntular dünyasının bilinçaltındaki, bilinçaltı dünyasını mı yaşıyoruz? Yani gerçek benliğimizin kodsal karşılığı olan fiili hareketlerimiz.
Bilinçdışı kavramının, bilinçaltı dünyamıza yerleşmesi ile; iyi-kötü, güzel-çirkin kavramlarımızın da o bilinçdışı kavramlarına göre bilinçaltımıza kodluyor olmamız çevresel etkenlerin içtimai ve hususi hayatımızın temerküziyetine* etkisi ve yeni soluklar getirmesi açısından gayet derecede önem arz etmekte olduğunu görüyoruz.
Burada amacım bilimsel terimlerle sürekli ezberci açıklamalarla beyni yormak yerine, daha ''deruni'' mana ile insanın iç alemine yolculuğu kolaylaştırmak. Bu minval üzere elbette yorum ve eleştiri olacaktır.