Siyah yazıyorum, ve eğik; bahsedeceklerimin koyuluğundan siyahı ve acısından eğikliği...
Akşam yazıyorum; ne gece, ne gündüz, ki bilirsin sevmem akşamları, en anlamsız zamanlarıdır günün. Ama anlatırken ne tahammülüm var günün neşesine ne de gecenin sessizliğine, hüznüne...
Yatağımda yazıyorum; ne balkonumda, ne masamda. Ne masanın ciddiyeti var yazımda, ne balkonun özgürlüğü, keyfiyeti...
Yüzüm donuk; ne gülüşün izi var dudaklarımda ne de gözyaşı yanaklarımda. Vücudum bütün duygularını yazının devamı için saklamakta...
Kulağımda bir müzik; ne slow ne hareketli, ne sevinçli ne kederli; sözlerindeki kederle melodisindeki sevinç sinir bozucu derecede dengelemekte birbirini, ve bu denge bozmakta dengemi...