günümüzde ben varım diyebilmek için tutunduğu bir daldir marjinallik. gelgelim ki marjinallik kişisel maharetlerle olusacaği için kişisel maharetler noksan olduğu vakit taklitcilik baslar.
bu taklitcilik nedeniyle klişe tipler ortaya meydana gelir ve sirdanlik biraz da egzantiriklik muhteva etse yine dön dolaş ayni mevkiye tahvil olunur.
günümüzün post modern batakliğinda artik marjinallik bir değer olmaktan coktan cikmiş klasik olmak marjinallik olarak nitelenmektedir.
nitekim marjinallik olarak nitelenen örnek olarak birayi siseden içme ritueli artik kaduk olmuş birayi o ibnemsi balon bardakta - bu satirlarin sahibi o bardaklara fena halde kıl olur- içmektense adam akıllı kulplu bardakta içmek evla olmaktadir.
toplumsal ortak paydalarin deneylerek alternatif söylemini terennüm eden ve uygulayan bu kavramı aciklayabildim mi bilemem?
ama en ufak genel inanislarin tersine yasayan kişileri marjinal olarak nitelemek, bu yan ensturamani ana enstürüman ve kimlik olarak beyan etmek yahut ettirmek ciddi anlamda kişiye darallar getirmektedir.
bodruma yerleşip rakı balık ile ömür geçirmek köyde tavuk beslemenin nesi marjinalliktir anlayamamaktir. ya artik söylene ve icra edilele boku cikti söylemlerin yahut ne bileyim işte öyle.
hele ki hala taksim beyoğlu denilen eski yari sömürge baskentinin 19. yuzyil eğlence alaninda sokaklarinda sabahlamayi marjinallik olarak niteleyen hatta biz cilginiz abi o ye diyen bünyeleri gördükçe hatta beyinsel gelişimi hala ergenliğin en humhalı döneminde takılı kalmiş kazilari görünce ve rast gelince deli gönül kutuplara kaçmak ister.
vel hasıl-ı kelam imaj cağında bir kimlik olan bu eylem modadir deriz ve gerçek marjinallerin sanat, bilim, kültür ve toplumsal yasayişlari ile eserlerini insanliğin nurlu ortak bahcelerine diktikleri ağaclarin mahsulleriyle bu sıfatı onlara yakıştırsak iyi olur gibime gelmektedir.