en sinir olduğum reklam yönlendirmesi. ansiklopedi verir, kuponun son günü gelince 'bayinizden ısrarla isteyiniz!' oyuncak bebek verir, 'bayinizden ısrarla isteyiniz!' otu verir, boku verir 'bayinizden ısrarla isteyiniz!'.
-abi al bak bu kuponlar, meydan larousse umu verir misin?
+vermem
-sebep?
+ısrar et biraz. ha deyince verilir mi öyle?
-nolur abi, g.tünü yiyeyim. ver şunu gideyim. noluuaar!!
bunu mu planlıyosunuz? böyle mi yapalım bayilerde?
hem bayiniz ne lan? babamızın malı mı? benim büyüdüğüm yerde bir tane yay-sat vardı, bütün şehir oradan alıyordu alacağını. ne demek bayiniz? ayakta skerler valla. bu ne bencillik, bu ne yüzsüzlüktür ki siz bunu bekliyorsunuz bizden?
en sinir olduğum tarafı da bulvar ve türevlerinin promosyonlarıdır. 'aşk ateşi' 'sıcak nokta' 'uzun dil' 'yağlı göğüs' diye zilyon tane film veriyor, reklamının sonunda 'bayinizden ısrarla isteyiniz' diyor.
baksanıza tabloya. ne hale geliyor olm sözünüzü dinleyenler. desenize 'bayinizden efendice rica ediniz' falan. ama yok, illa su kaçıracanız, rahatsız edeceniz o eşeği. eşekler tepsin sizi afedersin.