AKP Hükümeti’nin Almanya, Avusturya, Hollanda ve isviçre ile yaşadığı propaganda krizi, Anayasa ve Seçim Yasası’nın ‘sınır kapıları dahil yurtdışında propaganda yapılmasını kesin olarak yasaklayan’ hükümlerini gölgede bırakıyor. Yaptırım yetkisi olmayan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu ihlali de seyretmekle yetiniyor.
YSK, Anayasa ile AKP milletvekillerinin oylarıyla TBMM’de kabul edildikten sonra 22 Mart 2008’de kabul edilen ‘Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 10. Maddesi’ni dayanak göstererek yurtdışında ve gümrük kapılarında propagandanın yasak olduğunu 15 Şubat 2017’de duyurdu. YSK’nin 109 no’lu kararı şöyle:
“Yurt dışında ve gümrük kapılarında her türlü propagandanın yasak olduğuna…
Yurt dışında ve gümrük kapılarında kapalı yerlerde propaganda yapılamayacağına..
Yurt dışında açık yerlerde ve gümrük kapılarında sözlü propaganda yapılamayacağına…
Yurt dışında yayımlanan yazılı basında ilân ve reklam yoluyla yazılı veya görüntülü propaganda yapılamayacağına…
Yurt dışında ve gümrük kapılarında hiçbir şekilde kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler ve mini referandum gibi yayınların yapılamayacağına…
Yurt dışında ve gümrük kapılarında hoparlörle propaganda yapılamayacağına…
Yurt dışında ve gümrük kapılarında propaganda amaçlı yayın ve malzeme dağıtılamayacağına karar verilmiştir.”
Muhalefet durdu, AKP tam gaz
AKP ile bazı Avrupa ülkeleri arasında yaşanan kriz üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kamu binası niteliğindeki temsilcilik binalarını kullanarak propagandaya devam ederken muhalefet partileri protesto amacıyla programlarını iptal etti.
CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Almanya’nın Filderstadt kentinde yapacağı toplantıya katılmadı. Diğer muhalefet temsilcileri de toplantılardan vazgeçti.
Yakupoğlu: YSK bir şey yapamaz
Propagandayı kesin yasaklayan hükümler olmasına karşın aksi durumda uygulanacak yaptırımın belirlenmemesi boşluk yaratıyor.
CHP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, “YSK hiçbir şey yapamaz. Ancak propaganda yapılamayacağı, aksi durumda Anayasa ve yasaların çiğneneceği ortada. YSK duyurmakla yetiniyor; duyurdu, yasakları hatırlattı. Ancak yaşananlara bakıldığında ‘sözün bittiği bir durum’ demekten başka elden bir şey gelmiyor” dedi.
Sandık tedirginliği
2008 yılında bu yasak kararının alınmasının nedeninin Avrupa ülkelerinde güvenlik gerekçesiyle seçime müdahale edilmesi gibi bir durumun ortaya çıkmaması olduğuna dikkati çeken Yakupoğlu, şöyle devam etti; “Bu ülkeler yurttaşlarının güvenliğinin tehlikeye düşmemesi konusunda son derece duyarlı. 10 kişinin bile bir araya gelmesini istemiyorlar, aksi durumda müdahale edeceklerini bize defalarca söylediler. Propaganda ile ilgili yaşanan durumda da öne çıkan gerekçe bu. Her seçimde bu ülkelerin sandık kurulmasına da müdahale edebileceği endişesini yaşıyoruz. Buna neden olacak hareketlerden kesinlikle kaçınılmalı.”
