eğer ki abdülhamit cuma selamlıkları hariç saraydan çıkmış gösterilirse, ingiliz elçiyi tokatlama, mehter çaldırma yalanlarına yeni bir yalan daha ekleyecek olan dizidir.
"Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid,
Ali Osman’dan edilmezdi bu korkaklık ümid
Belki kırk elli bin askerle sarılmış Yıldız;
O silahşörler, o al fesli herifler sayısız.
Neye mâl olmada seyret, herifin bir namazı:
Sâde altmış bin adam kaldı namazsız en azı!
Gördüğüm maskaralık gitti de artık zoruma,
Dedim ki: “Bunca zamandır nedir bu gizlenmek?
Biraz da meydana çıksan da hasbihâl etsek.
Adam mı, cin mi nesin? Yok ne bir gören; ne eden;
Ya çünkü saklanıyorsun bucak bucak bizden.
Değil mi saklanıyorsu, demek ki: Korkudasın;
Ya çünkü korkan adamlar, gerek ki saklansın.
Değil mi korkudasın var kabâhatin mutlak!”