"Beyrut'ta yaşlı bir Ermeni ile tanışmıştım, sarılıp birlikte ağlamıştık. O Adana sürgününden kurtulanlardan birinin çocuğuydu. Ağlarken kırık dökük Türkçesiyle bana "hiç aklıma gelmezdi, soyumu tüketen bir soyun çocuğunun omzunda ağlıyorum" diyordu." Halil ibrahim Özcan