Kılıçdaroğlu'na bu soruyu sormuş kendisi de cevap vermek için dinlemiştir. Bakınız baştan söyleyeyim ne chpli ne de kılıçdaroğlu taraftarıyım. Vatandaş şimdi küçük bir kamu dairesinde bile bir soru sorduğunda fırça yiyor. Bırakınız kılıçdaroğlu'nu koca koca adamların etrafındaki yalakalardan, korumalardan yanına yaklaşılmıyor. Yine bırakın soru sormayı kendi görüşünü dile getirmeye kalktığında bile başına bir şey gelmesinden korkuyor.
Gelelim başka bir mevzuya. En sinir olduğum şeylerden biri de birinin sizi sorguya çekmesidir. Sana ne Atatürk ilkelerini sayıp sayamamasından. Herhalde biliyordur. O da sana madem sen de Fatiha'nın mealini söyle bakalım diyor mu?
Sonra başbakanlık mevzunu soruyor. O da açıklamasını yapıyor. Adam başlıyor kıvırmaya. Sizin Sakarya'nın sorunlarından haberiniz var mı, diye. Madem Sakarya'nın sorunları var 5 tane akp, 1 CHP, 1 de MHP milletvekili çıkarmış. Madem sorunlar var diğer milletvekilleri ne iş yapar? Adam il başkanınızın sorunlardan haberi var mı diyor? Açıp il başkanının açıklamalarına, muhalefet milletvekilinin soru önergelerine açıklamalarına bakarsın. Kılıçdaroğlu araçtan inmiş direkt fatiha'nın anlamını pardon Atatürk ilkelerini soruyor.
Bir staj programında dediler ki dosyanızda Atatürk ilkeleri de olacak. Neyse zaten sistem bunu gerektiriyor hadi koyalım dedik. Neyse kontrol eden kişi geldi. Hmm, çok iyi güzel olmuş, dedi. En son açıklama yaptı. Yalnız bu Atatürk ilkelerinin de bir sıralaması var, dedi. Ben şok. O zaman diyemedim, şimdi diyeyim önemli olan onları ezberlemek değil özümsemek ve hayata tatbik edebilmek.