birisi sokaktaki sanatsal faaliyetlerin kabahatler kanununa ters düşmediğini, kabahatler kanunundaki "işgal" ve "gürültü" gerekçeleriyle men yetkisinin sokak satıcılarına yönelik bir yaptırım olduğunu zabıtaya anlatabilmeli. ancak maalesef pek umutlu değilim çünkü bu adamlar ahbap-çavuş ilişkisiyle devlete kapağı atan her gördüğü uzun saçlı, topsakallı, küpeliyi "gomüniz, vatan hayını" zanneden adamlar.
bilenler bilir. istanbul'da taksim, kadıköy, mecidiyeköy metrosunda tulum çalan bir adam var. ne zaman istanbul'a gitsem belki denk gelir diye hep metroya binerim ve ne zaman denk gelse en az bir yarım saat keyifle izlerim. sanki beni memleketime götürür o müzikle.
https://m.youtube.com/watch?v=-7It15kx6do
ahan işte o güzel adam. istanbul belediyesi bu durumu aşmış. aynı hoşgörü farkındalık ankara'da da var. bu haftasonuydu. sakarya caddesi tarafından metro çarşıya inerken gitgide yoğunlaşan bir tulum sesi geldi. kalabalığa doğru gittim ben de. güvenlik var polis var. aha çocukları alıp götürecekler sandım ilkin, baktım hep beraber kolkola girmişler oyun oynuyorlar. ne güzel bişey bu. keşke türkiye'nin her yerinde müsamaha gösterilebilse. sadece tulum da değil. bir egeli sipsisini çalsa. bir doğulu sazını tıngırdatsa. biz de insan gibi şu hayat meşgalesinde ayak üstü dahi olsa keyifli bi an yaşasak.