yıl 97 ozaman orta ikinci sınıftayım. izmirin menderes ilçesinde yatılı okuyorum. ergenliğin grafik olarak tavan tavan yaptığı dönemler. faça atmanın iki tık altında sınıfta osusuruk bombası atmanın bir tık üstünde bir yerdeyim. o zaman bir kız var sınıfta adı ayça. siyah saçlı beyaz tenli kapkara kömür gibi gözlü bir dilber. menderes de o zamanlar köyden hallice bir belediye. okuldan kaçınca böyle arka tarafta koruluklar falan var oralara gidiyoruz derelerden balık malık tutuyoruz. hani okuldan kaçmasanız da çok bişey kaybetmessiniz yani.
neyse bir gün böle toplu bir firar eylemi gerçekleştireceğiz. dingilin biri herkes kaçarsa kimse yok yazılmıyor diye bir halk efsanesi attı ortaya. biz de yedik. neyse kimisi evine gitti kimisi atari salonuna kaçtı falan. ben de bakıyorum ceylanım nereye kaçarsa orya kaçacağım. dediler koruluğa gidelim. dedim cehenneme gidelim deyin gidelim. bastık koruluğa. kız-erkek karışık 7-8 kişi varız. dallama memet diye bi arkadaş var. salaktan yürüyor benim biriciğime. cebinden çıkardı bir paket uzun malbora light soft paket. şimdilerde bulunmuyor pek. tak kibritle yaktı bi tane.
bende o sırada tam nartaneme yavşıyorum paketi ona uzattı. anam bir de ne göreğim benim gelincik çiçeğim de yaktı bi tane. ben mal oldum. memet yavşağı biliyor benim içmediğimi ibneliğine bana da uzattı. ben de bir papatyama baktım bir pispis sırıtan memet'e baktım aldım bi tane. çaktım kibriti yaktım sigarayı. çektim bir nefes. ananıskim bu ne lan öksürecem kıza rezil olucam öksüremiyorum. duman çok afedersiniz götümden çıktı.
memet göt oldu tabi. bende bişey olmamış gibi orkideme yavşamaya devam ettim. içiş o içiş ogün bugündür 20 senedir içiyorum bu boku. ahh ayça ahh. uğruna bir çift ciğer virane oldu. kimbilir neredesin neler yapıyorsun şimdi.