ne zaman geleceği belli olmayan ve seni sevdiklerinden, değer verdiğin her şeyden, güneşli bir pazar gününden mesela ya da yağmurlu bir sonbahar akşamından yoksun bırakacak bir bilinmezlik, nasıl olur da kafayı yememize sebep olmuyor?
Bugün sevip kokladığın eşinden ya da seni işe uğurlayan annenden, elini öpüp sarıldığın babandan, sokakta gördüğün başıboş bir kediden, sahilden, denizden, masmavi gökyüzünden, yemyeşil ormandan, sevdiğin onca şeyden seni alıp götüren, seni yok eden, bir hiçe çeviren bir gerçek var ve sen buna rağmen kafayı yemiyor musun kardeşim?