milli takım oyuncularına verilen prim

entry18 galeri
    5.
  1. futbola ilgimizin inanılmaz olduğu yıllardı, ortaokul bitmeye yüz tutmuş, suratında tüy gören bıyık bırakır olmuştu. oğuz çetin, ünal karaman, tugay kerimoğlu, sergen yalçın, hakan şükür gibi futbol idollerinin her yaptıklarını takip eder haldeydik. o zamanların en baba hatun düşürme yolu da, sınıflar arası futbol müsabakaları idi zira. maçlara davet edilen hatunlar, hiç bir sorumluluktan kaçınılmayarak ağırlanıyor, maç bitimi rakip takım futbolcularını dövmenin ekstra karizma kattığına inanılıyordu.

    akabinde turnuvalar başladı. turnuva öncesi yaptığımız anlaşma gereği yenilen takım dayak yiyecekti. lakin biz hiç yenilmiyorduk. her müsabaka sonrası bi kamyon sopa yememizden mütevellit, okulda ne kadar hatun varsa bize taşakoğlanı muamelesi yaptığı gibi, hali hazırda bulunan sevgililerimiz de daha o yaşta başım ağrıyor tribi yapmaya başladı. ulan altı üstü elini tutucam be, kahpe seni.

    derken final maçı geldi çattı. zaten takımdaki herkesin kolu bacağı sarılı, dayak yemekten bitap düşmüş. bi de rakip takım futbolcuları tamamen kasap. sırf dayak yemekten korkan takımların kendilerine maçı satmaları sonucu finale kadar ulaşmışlar. hatta maçın ilk başında kalecileri topu aha ulan bomba bu diyerekten karakola götürmeye bile çalıştı. zor ikna ettik, acıktım dedi topu yemek için çabaladı.. yeni top istedik... derken ceza sahasına doğru bi orta geldi.. bi topa, bi rakip defansa bi tribündeki mini etekli hatunlara bakarken kafa mı vursam roveşataya mı kalksam diye kendi kendime istişarelere başladıydım ki, havada kimsenin çözemedi bi kaç figür sergileyip kafa üstü yere çakıldım. bayılmışım.

    yani zor iş futbol. göründüğü kadar kolay değil. 1 ay oynadım, 6 ay hastanede kaldım. parasına değmez.. çocuklar yarı finale kadar gitmiş, helal olsun.
    0 ...