"eş mi? ben orda siyah bir kütleden başka bir şey göremiyorum."
şimdi durup düşünüyor insan. bir insan bunu niye der. ne hakkı var. hangi bilincin eseri bunlar. nasıl bir ötekileştirmenin eseridir bu.
siyah kütle... kişinin bir giyim tercihinin betimlemesi. sadece bir giyim tercihi. inancı.
bunu diyen arkadaşıma insan deyince aklına ne geleceğini sormak istiyorum. nedir insan? insan bence ruhtur arkadaşım biliyor musun. evet ruhtur. yani insan ruhla insandır. yoksa o kara kütle bir avuç topraktır arkadaşım.
ve o kara kütle ruhu biliyor. tam bilmese de ruhu anltan biri var ve ona inanıyor. o anlatan diyor ki sizin nasıl "kara kütle"nizin ihtiyaçları var; su içmek, yemek yemek... ruhunuzun da ihtiyaçları var. bu ihtiyaçlar ibadet-ü tatttır diyor. rabbine itaattir diyor. ve bu "kara kütle" bu ihtarı duyuyor ve Rabbisinin "örtün" emrini kendine göre yorumluyor. hepsi bu arkadaşım.
peki senin bu anlayışın hangi düşüncenin, emrin yorumu.
gelin tanış olalım
işi kolay kılalım
sevelim sevilelim
bu dünya kimseye kalmaz.
evet arkadaşım kalmayacak. hepimizin bu "kara kütleleri" yok olacak. yılan, çiyan yiyecek bu kara kütlelerimizi. geriye sadamız kalacak. gel sen, ateist de olsan, budist de olsan, müslüman da olsan, münafık da olsan, hoş bir sada bırak.