"Sevmek, belki de bir tek ihtirasın lehine bütün diğerlerini bastırmak değildi; bilakis aşk, sevilen şeyin içine bütün diğer ihtiraslarımızı doldurmaya benziyordu. Bir insanın şahsında, bütün ümitlerimizi, iştiyaklarımızı seviyoruz. Hayatımızın müsbet ve menfi hadiselerinden gelen bütün hazlarımız ve kederlerimiz bu aşkın bahanesi içine sıkışarak büyüyor. Aşkta; bir şey değil, her şeyi istiyoruz; bir şeye değil her şeye kin besliyoruz. Ümitlerimiz ve korkularımız gibi bütün heyecanlarımız da bir tek mevzunun içine dolarak bizden karışıklığını gizliyor."