kitapta oğul söylüyor:
"ilkokul çağımdayken bile arkadaşlarımın ağızlarını doldura doldura babalarından bahsetmelerinden hoşlanmazdım. oysa senin hakkında anlatacak sağlam hikayelerim vardı. içimden 'ulan benim babam var ya, benim babam' diye düşünür, ama ağzıma getirmez, sıramı savardım. bir oğlun babasını anlatmaktan daha iyi şeyler yapması gerektiğine inandım hep... biliyorum ki sen de, babasını anlatan bir oğul olmamdan fazlasını isterdin, benim için... oğullar babalarını yenmedikçe bir dünya nasıl ilerler? katillerin aldıkları bir şey de çocukların, babalarını yenme hakkıdır."
babasının kameralar karşısında gözyaşlarına hâkim olamadığı günü anlatıyor sonra:
"başkaları gibi 'maçayı dik tutmak lazım' diye düşünmeden, 'işte babam' dedim o gün:
'...işte babam... çırılçıplak insan...'"