abd de akciğer filmi çektirmek

entry16 galeri video1
    14.
  1. editte paylaştığım belgesel filmi izlemeye erinen tembeller için ekşide filmi anlatan bir entryi de bırakıyorum buraya.

    oscar ödüllü michael moore'un son derece etkileyici belgeseli. amerikan sağlık politikasını sertçe eleştiren, kendi tarzında kameraya yansıtmaya çalışan hakiki bir proje. girişinden itibaren sarsıcı bilgiler, kanıtlar görüyoruz. abd'li herhangi bir vatandaşın sağlık sigortası alabilmesi için en az 250 tane belirli hastalığı olmaması ya da geçmişinde yazmıyor olması gerekiyor. iki tane parmak ameliyatı için 60 bin dolar isteyebiliyorlar. hele ki paranız yoksa ve bunun üzerinden bir garantiniz sağlanamıyorsa hiç acımadan sizi kapının önüne koyuyorlar. amerikan rüyası diye lanse edilen şeyin, aslında bir 'kabustan' ibaret olduğunu, izlediğinizde anlıyorsunuz. özellikle sigorta şirketlerinin kâr sağlamak amacıyla yürüttükleri ret politikası şahsen benim kanımı doldurdu. sırf birilerine daha fazla sigorta sağlamamak için sistemli şekilde araştırılması yapılıyor, çok basit bir alerjik sebepten başvurunuzu reddediyorlar. bu olaylar moore'un eleştirel bakış açısıyla harikulade işleniyor.

    sadece bununla kalmayıp avrupa'ya da gidiyor. oradaki sağlık politikasının nasıl olduğunu öğrenmek istiyor. çeşitli röportajlar, organizasyonlar, buluşmalar sonucunda birçok şeye ulaşılıyor. mesela çok ilginçtir ingiltere'de ne kadar ilaç alırsanız alın (kanser ilacı dahil) sadece 6.5 sterlin ödüyorsunuz. bir hastaneye girdiğinizde sizden bakım ya da kaldığınız süre için hiçbir ücret talep etmiyorlar. eğer ki ihtiyacınız varsa bir hastanenin veznesinden dönüşünüz kadar yol parası da alıyorsunuz. fransa'da da durum farklı değil, hatta daha sistemli. acil bir durumunuz varsa doktoru çağırıp yarım saat içinde evinizde yardım hizmeti alıyorsunuz. eğer ki hastaysanız doktorunuz istediğiniz süre kadar rapor veriyor. tatile gidecekseniz belli ücretini devlet, diğerini ise şirketiniz karşılıyor. ayrıca eğer ki bakıcıya ihtiyacınız da varsa yetkili servisleri arayıp istediğiniz süre içerisinde sizlere hizmet veriyorlar. fransızlar bununla da kalmayıp çalışanlarına en az '5 hafta' evet yanlış duymadınız yazıyla da beş hafta yıllık izin veriyorlar. amerikalıların ezik gözüyle baktıkları kanada'da bile herhangi bir ücret talebi yok.

    en acıklı nokta ise abd'nin 9/11 için bütün göz boyamalarını yapmaları, ancak orada çalışmış insanlara 'aslında sen orada değildin' denerek başvurularını reddetmeleri. 9/11 teröristleri ise onların alamadıkları derecede lüks, sağlıklı koşullara sahip oldukları gözümüze sokuluyor. tabii oradakiler ne kadar terörist ayrı muamma. kendilerinin destekledikleri lideri yıkıp yerine geçtiği için fidel castro'dan nefret edip; küba'ya nefret aşılıyorlar. belgeselin sonunda ne olduğunu kendi gözlerinizle görmelisiniz. şahsen ben gözyaşlarımı tutamadım.

    avrupa'nın insanlık ve medeniyet konusunda ne kadar üst düzey olduğunu gördükten sonra yaşadığımız yerlerde insan hayatı neden bu kadar ucuz dedim kendi kendime. ama maalesef cevabını bulamadım. biz değil ben duygusuyla ilerlemek ülkeleri her zaman geriye götürüyor. amerikalıların nasıl göz boyadığını, insanların canlarını hiçe sayan sağlık politikalarının ne denli kokmuş olduğunu anlatan bu şaheser için michael moore'a ayrıca teşekkür etmek gerek. dünya böyle koca yürekli insanlarla renkli hale geliyor az da olsa.
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük