çabalayarak sonuca ulaşmak pek mümkün değildir. etkileşim babında ki "doğru insan", tıpkı dostluklarda da olduğu gibi hayatımıza hiç beklenmedik anlarda, spontane bir şekilde giriş yapar.
örneğin; evden çıkmadığınız bir gün, tamamen kendinizle baş başa kalmak istediğiniz sıradan bir günde, sizi arayan arkadaşınızın ısrarları neticesinde programa dahil olmanız ve o programa dahil olan karşı cins ile etkileşime girmeniz, akabinde bu süreci devam ettirmeniz bahsettmek istediğim kavrama doğru bir örnektir.
her şeyin yüzde yüz net olmadığı gibi, bu durumun da bir garantisi yoktur. insan tecrübe ile sabit gelişimini sürdürür. doğru zannetiğimiz insanlar bize hayatımızın en büyük üzüntüleri pek tabii yaşatabilir. bu yanılgıya düşmemek, aceleci karar vermemek için, kendinizle bol bol istişare halinde olmanız gerekli. eğrisi, doğrusu her türlü olgusu tartılmalı ve ona göre net bir karar verilmeli. zira, benim yaşadığım sıkıntılar bundan mütevellit üzüntüler yaşattı. aceleci kararlar her daim durumunun kötüye gideceğine delalettir.
velhasıl; doğru insan çabalayarak bulmaktan ziyade, beklenmedik anlarda hayatımıza giren ve sizi formatlayıp, her şeyiniz ile sizi düzene sokan kişidir. "bu insan karşıma çıktı mı acaba?" diye bir soru cümlesi yoktur. zira, çıktığı zaman kişi bunu çok net bir şekilde hisseder.