kur'an'ın bir çok tezata sahip oladuğu, çelişkiler içinde olduğu artık sıkça insanlar tarafından dile getirilmektedir. özellikle bilim ve teknoloji alanındaki büyük gelişmeler, her ne kadar ülkemizi yönetenler tarafından izole edilmeye çalışılsa da internet olsun, televizyonlar olsun, gazeteler, dergiler olsun bazı su götürmez gerçekleri önümüze koymaktadır.
bilindiği gibi hz. muhammed’ in yaşadığı dönemde bölgede köleci toplum düzeni vardı. özellikle savaşlarda ele geçirilen esirler köle ve cariye yapılıyor, ya da köle pazarlarında satılıyordu. bu köle ve cariyeler hizmetkar olarak ev işlerinde ya da tarlalarda çalıştırılıyordu.
islam egemen olduğunda da kölecilik devam etti. gerek muhammed’ in zamanında, gerekse islamiyet geldiği çoğrafyada toplum düzenini, gelenekleri ve sosyal yapıyı değiştirmeden sadece kendine göre yeniden düzenlemiştir. kölelikte aynı kural ve kaidelerle ve toplumsal ve ekonomik düzene göre sürdürülmüştür. bu yönüyle müslümanlığın kölelik ve cariyelik konusunda toplum düzenine getirdiği hiçbir yenilik yoktur. muhammed zamanında olduğu gibi onun ölümünden sonra da yapılan savaşlarda esir alınanlar geçmiş dönemlerde olduğu gibi ya bir fidye karşılığında geri verildi ya da köle yapıldı.
kur’an’ da adam öldürenin ya da yemininden dönenlerin bir köle azat etmesi söylenir. kölelere iyi davranılması ve yardım edilmesinden söz edilir. kadınlara, hayvanlara da iyi davranılmasından bahsedilir ama köleliği kaldırma emaresi olan tek bir ayet dahi yoktur.
tersine kölelik gayet doğal karşılanır. bu nedenle islam tarihinde hiç bir dönemde köleliğe karşı çıkılmamış, kaldırılması istenmemiş, düşünülmemiştir. çünkü köleliğin şeriattan olduğuna inanılmıştır. üstelik dünya yüzeyinde köleliğin en son kaldıranlar müslüman ülkelerdir.
ahzap - 52 “bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. allah her şeyi gözetler.”
bakara - 178 “ey iman edenler! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür).”
nîsa - 92 “yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (bu takdirde diyet vermez). eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise ( burada da müslümanlar' ın genel bir topluluk oldukları, içlerinde birbirlerine düşman olabilecekleri ve bu durumun bizzat allah tarafından normal karşılandığını algılıyoruz.) mümin bir köle azat etmek lazımdır. eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. bunları bulamayan kimsenin, allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması lazımdır. allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.”
bakara - 221 “iman etmedikleri sürece allah’ a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. allah’ a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mümin bir cariye allah’ a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. iman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. allah’ a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, allah’ a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. onlar ateşe çağırırlar, allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. o, insanlara ayetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.”
bu da kur’an’ın bir başka incisi. iman eden "köle bile olsa" hür olan müşrikten daha hayırlıdır derken bile kölelere karşı açık bir aşağılama olduğu ortada. evet bazı sureler köle azat etmeyle ilgili ama bunlar tutulamayacak bir yemin karşılığında veya bir günahın kefareti vb. karşısındadır. köleliği kaldırma amacı güdülmemiştir. yani bu ayetlerin allah tarafından söylendiği, kur'an' ın allah'ın kelamı olduğu iddiasına dönersek, bir tarafta içi iman dolu hür mümin ( köle olmayan) vardır, diğer tarafta da yine içi iman dolu fakat köle insan vardır. ayette geçen "köle bile olsa" tabiri kimsenin itiraz edemeyeceği gibi değersiz anlamına gelmektedir.
soru da şudur; nasıl bir tanrı kendine iman ettiklerini bildiği 2 tür insan çeşidinden bahsederken birini yüceltirken diğerini değersizleştirir aşağılar?
müminun - 1 - 6 “gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; onlar ki, namazlarında huşu içindedirler. onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. onlar ki, zekatı verirler ve onlar ki, iffetlerini korurlar. ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç; (bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.”
görüldüğü üzere ayetlerde köleliğin kaldırıldığına veya kaldırılmak istendiğine dair bir sözcük bile yok. bu demektir ki kur'an' a göre bir müslüman, köle alıp satmaya devam edebilir. günümüzde dahi. allah’ın rızasını kazanmak için arada bir köle azat etmesi islam’ a gayet uygundur. hatta bu köleci müslüman, arada bir köle azat etmekle sevap bile kazanır. müslümanlar buna itiraz edeceklerdir. peki, bakalım itiraz edebilecekler mi? buyurunuz wiki kaynaklarında islam ülkelerinin köleciliği bırakma tarihleri:
köleliğin kaldırıldığı ülkeler ve zaman çizelgesi
(1800–1849)
1847: osmanlı imparatorluğu köleliği kaldırdı.
1922: fas köleliği kaldırdı.
1923: afganistan köleliği kaldırdı.
1924: ırak köleliği kaldırdı.
1928: iran köleliği kaldırdı.
1952: katar köleliği kaldırdı.
1960: nijer köleliği kaldırdı.
1962: suudi arabistan köleliği kaldırdı.
1962: yemen köleliği kaldırdı.
1963: birleşik arab emirlikleri köleliği kaldırdı.
1970: umman köleliği kaldırıldı.
peki osmanlı ne yapmış? 1847 yılında ingiltere’ nin baskısıyla afrika’ da köle ticaretini bırakmış. 1882’ de ise kölecilikle ilgili ne varsa kaldırmış. tabi dini çevrelerin baskısı ile eskiden osmanlıya bağlı olan arabistan topraklarında kölelik kaldırılamamış ve yukarıda verilen tarihlere kadar kölelik o topraklarda devam etmiş. halende gizli kapaklı devam etmektedir.
şimdi soru şu; madem ki tanrınız köleliği yasaklamamış ve haram kılmamış. örneğin; domuz etinin haram olduğunu bildirdiği ayet gibi kölelik ile ilgili bir tek yasaklayıcı ayet yok, hatta bir çok hadiste ve yukarıda belirttiğim ayetlerde kölelik devam etse de sakıncası yok anlamı çıkarken ve köleleri aşağılayıcı bir üslup geliştirilirken, müslüman'lığın ileri taşıyıcısı, kurtarıcısı olduğunu iddia ettiğiniz, şimdilerde öve öve bitiremediğiniz o osmanlı neden allah'ı dinleyerek köleliğe devam etmeyip, ingiltere' nin uyarısı karşısında sözünü dinleyip, köleliği bir bıçak misali kesip atmıştır?
allah bizzat kelamı ile yasaklamadığı halde, ayetlerden anladığımıza göre desteklediği bile düşünülebilir, neden halifeliği elinde bulunduran osmanlı allah'ı değilde, ingiliz'i dinlemiştir. bu nasıl bir allah inancıdır? bu bizaat allah'a yapılmış bir hakaret değil midir?
islam’ da kölecilik haram mı? bu soruya hemen “haram tabi, köle azat etmek sevaptır diye ayet var, sonra peygamberin hadisleri var.” denecektir.
diğer soruyu soralım; islam’ da domuz eti haram mı? bu soruya da hemen "tabi haram, ayet var" denecektir. islam coğrafyasında bir iki ayetle kesin olarak yasaklanan domuz eti 1400 senedir yenmiyor.
peki o zaman soruyu tekrar soralım islam’ da kaç senedir kölecilik yapılmıyor?
evet, apaçık kitap yazmak böyle bir şey işte. domuz etinin yasak olduğu apaçık yazıldığı için 1400 senedir yenmiyor, köleciliğin yasaklanması apaçık yazılmadığı için 1300 sene daha devam etmiş. köleciliği bırakan islam ülkeleri ya diğer ülkelerin baskıları sonucunda bırakmışlar, ya içinde bulundukları çağdan utandıkları için.
demek ki neymiş, islam' da kölecilik varmış. insanlığın bile utandığı bu rezillikden allah nasıl utanmamış diye sorası geliyor insanın! çünkü; yazan, söyleyen o değil. bunu yazanların senin benim gibi sıradan insan olmaları çok açık ortada. köleliğe yasak diyememişler çünkü; ihtiyaçları var kölelere. bir gözünüzün önüne getirin, bunların bahsettiği allah'ın köleler ile ne işi olur? ne gibi bir ihtiyacı olur kölelere? evet bu sırf o dönemin insanlarının ihtiyacı olduğu için yasak denilemiyor kitaplarında. bu bile bu kitabın öyle bahsedildiği gibi bir ilahi güç tarafından değil, o dönemin koşulları içinde yaşayan insanların yazdığının güzel bir örneğidir.
bir de hadislere bakalım. hadislere baktığımızda ise köleliği kaldırmak şöyle dursun islam’ ın bu köleci düzeni daha da bir sağlamlaştırmaya hizmet ettiğini görürüz. örneğin; muhammed ve allah kölelerin kaçmasını istemezler. sahibi en ağır işlerde çalıştırsa da sövse de dövse de köle kaçmamalıdır. sahibine itaat etmelidir. tıpkı musibetler karşısında allah’a isyan etmeyen hatta haline şükreden kul gibi olmalıdır. ( bu cümlenin altında bile gelecek nesiller için, biz yönetelim, yiyelim, içelim bolluk içinde sefa sürelim. sizde içinde bulunduğunuz fakirlik, garibanlık, güçsüzlük, acizlikiçin isyan etmeyin sakın, şükredin sinsiliği sezmekteyim.) hatta sahibinden kaçan kölenin namazı kabul olmuyor. (bak sen)
ravi : cerir
hadis : resulullah buyurdular ki: “hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez.” (hadis no: 4163)
ravi : ebu ümame
hadis : resulullah buyurdular ki: “üç kişi vardır ki, onların namazları kulaklardan öte geçmez:
1 - dönünceye kadar, kaçan köle.
2 - geceyi, kocası kendisine dargın olarak geçiren kadın.
3 - kavminin nefret ettiği imam.” (hadis no: 2801)
hatta köle efendisine itaat etmeli ki cennet’ e girsin. efendisini hoşnut etmeyen köle cennete de giremiyor. burada da görüyoruz ki sakın isyan etme, itaat et, köle olarak, fakir, aç ve rezil bir hayat sür, bizde senden sömürdüklerimiz ile zevklere dalalım.
ravi : ebu hureyre
hadis : resulullah buyurdular ki: “bana cennete giren ilk üç kişi arz edildi. bunlardan biri şehid, biri iffetli olan (ve azla yetinerek) iffetini koruyan, biri de allah’ a ibadetini güzel yapan ve efendilerine hayır hah olan bir köle idi.” (hadis no: 5140) yani şu hadis bile bu dinin külliyen yalan olduğunu gözümüzün içine sokar nitelikte.
anlamı şu; bana cennete giren ilk üç kişi bildirildi. ilki bizim için savaşıp ölen, ne olduğu önemli değil bizim için savaşsın yeter. ikincisi açlıktan geberirken dahi iffetine düşkün olan ( nasıl olacaksa biraz daha bir şeyler yemezse ölecek zaten), üçüncüsü de köle olduğu halde, ibadet düşünen ve efendilerinin ne isterse harfiyen yerine getirenler. dikkat edin efendileri neden efendi olmuş? onlara bu sıfat nerden gelmiş her hangi bir açıklama yok! efendi onlar sen kurcalama. aynı zamanda şu hadis osmanlı' da ki sapkın harem kültürü içerisinde bulunan sik müptelası cariyelerin ve tüysüz ibnelerin neden o durum da olduklarının da en güzel kanıtı bana göre. (bkz: osmanlı da oğlancılık)
köleliğin islam tarafından kaldırıldığını iddia eden müslümanlar, eğer tutarlı hareket etmek istiyorlarsa yukarıda yazılan ve benzer ayetleri hemen kur'an' dan çıkarıp atmak zorundadırlar. fakat böyle cesurca bir işe kalkışamayacakları kesin. çünkü müslüman mantığına göre kur'an, doğaüstü bir gücün eseri. dolayısıyla o kitapta yanlış ya da gereksiz bilgilerin var olamaz ve kur'an kararlarının tümü “kıyamet gününe” kadar geçerlidir.
emeğin ilkel şekildeki sömürüsüne bu kadar toleranslı yaklaşan islam dininin, özel mülkiyete yönelik suçlarda ise son derece acımasız davrandığını (maide 38’ de dile getirilen “hırsızlık edenlerin ellerinin kesilmesi” hükmü ki; bana göre bunun sebebi de şudur; eğer olur da ilkel köleler, ya da şimdiki köleler sahiplerine kızarlar da baş kaldırırlarsa cezasız kalmasın. olay bu) hatırlamakta da yarar var.
kur’an’ ın tanrısı özetle “siz kölelerle kendinizi eşit kabul ediyor musunuz ki, bana ortak koşulmasına razı olasınız” (nahl - 75) diyecek kadar açık konuşuyor. köle azadı ise; sadece bazı istisnai haller, hür insanların işledikleri günahlar ve toplum içinde ayıp görülen kimi davranışları için - üstelik sınırlı sayıda - öngörülüyor. velhasıl, köleye “iyi” davranma - azatlama (hatta kimi hadislerde dile getirildiği üzere onlara “kızım-oğlum” gibi güzel sözlerle hitap etme) buyruklarının köleliği toptan kaldırmakla ilgisi yoktur. çünkü tarihsel sürece baktığımızda islam' ın bu ve benzer bildirimlerdeki gayesinin, kölelerin emeğinden maksimum düzeyde yararlanmak (bilhassa savaşlarda), yeni taraftarlar kazanmak için onları bir koz olarak kullanmak ve topluca isyan etmelerinin de önüne geçmek olduğunu görüyoruz.
muhammed'in kendi veda hutbesindeki “efendisinden başkasına bağlanmaya kalkan köleye” yönelik bedduası da köleliğin islam tarafından kurumsal olarak teyit edildiğinin bir diğer kanıtıdır.
edit: neyini eksilediniz tipini gibtiklerim. varsa aksi yönünde iddianız koyun ortaya inceleyelim. bilgi iyidir tavsiye ederim.