Büyük romantik yazar Goethe'nin romanıdır. Goethe kendi yaşadığı bir aşkı anlatır. Romanda duyguları doğrultusunda hareket etmekten başka çaresi olmayan insan romanın merkezindedir. Bu insanın önemi insana özgü özelliği - tutkulu aşkı - kendisine yol gösterici olarak seçmesindedir. Romanda Lotte'ye duyulan aşk edebiyatın zirvesindedir.
1770'lerde yazılmaya başlanan romantik roman oldukça geniş bir kitleyi etkiledi. Birçok kişinin intihar etmesine neden oldu. Bugün romanın en anlamsız bulunan kısmı aşırı duygusallığıdır. Son derece kasvetli bir havada ilerleyen romanın sıkıcı olduğu tezi öne sürülmektedir. Bunlar çok temelli eleştiriler değil. Her eser dönemi dikkate alınarak değerlendirilmeli. Ayrıca Goethe'nin aklı ön plana alan bir yazar olduğu gerçeği de gözden kaçırılmamalı.
Birkaç alıntı:
" Aklımızı, mantığımızı serbestçe kullanmaktan bizi alıkoyacak her şeyden kaçınmalıyız; çünkü ruh özgürlüğüne ancak böyle ulaşabiliriz."
"Kimi vakit isyan ediyorum... Lotte'yi öylesine içten sevdiğim, başka kimseyi gözüm görmediği, hiçbir kadına bakamadığım, hoşlanmadığım halde, onun başka bir kimseyi sevebilmesine isyan ediyorum. Nasıl sevebiliyor, sevme hakkını nasıl da kendinde görüyor, bunu anlayamıyorum."