bir yaz gününde, sevgili babanem, hastanede yatan dedeme yollamak üzere iki kutu lokum almış, hypnogaja nın şerrinden korumak için de dolaba saklamıştır. ancak bu olaya şahit olan iki kımıl zararlısı kuzen, lokumları gece gece, herkes uyurken-ben de dahil olmak üzere- bir güzel götürmüşlerdir. ertesi gün dolabı açan babanem kutuları bomboş görünce:
-zırbıt gırtlaklı, eşşek oğlan seni! nası buldun, hangi ara yedin lokumları, çabuk gel bakim buraya!
-ama babane, vallahi ben yemedim lokumları, top olayım ki yemedim!
-sus, eşek seni!
-allaaah, napıyon babane ya, manyak mısın ya, sandalyeyi kafama geçirecek, kadına bak ya, tozuttu!
kuzenler bu olaya şahittir. kıskıs gülmektedirler. hypnogaja bunu görünce çileden çıkar.
-zırtopozlar, söylesenize lokumları sizin yediğinizi! lan ölecem burda! tüühh size!
-sus ben bilmiyo muyum seni! (bkz: adım çıkmış bir kere)