normal yaşantımıza devam ederken herşey bize o kadar sıradan ve doğal (tabii) geliyor ki gözümüzün önündeki hayranlık uyandırıcı delilleri görmüyoruz
dünyanın üstünü koruyucu bir örtü gibi kaplayan atmosferinden tutunda aynı anda hem tatlı hemde acı meyve veren tatsız tuzsuz kara toprağına, tahta parçası diye geçiştirdiğimiz bir ağaçtan çıkan mükemmel portakalından tutunda elimiz kanadığında anında artan trombosit oranı ile kanamanın yavaştılmasına kadar vs vs saymakla bitmez çünkü evrenin her karesi her anı mucize ve delil dolu ,önemli olan görmek anlamak ve tefekkür etmek bence.
bakara suresi 164. ayet:
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.